GÜNDEM

Eski Türkiye Özlemi

Cumartesi günü sabah bilgisayarı açar açmaz yine güzel ve fakat hüzünlendiren bir paylaşım çıktı karşıma. Bu kayda değer, düşündürücü konu hakkında, düşüncelerimi bu köşe aracılığıyla sizlere de ulaştırmak istedim.

Eski Türkiye Özlemi

Bahsi geçen konuyu, Pervasız Gazetesinde hemen tüm köşe yazılarında yazar arkadaşımız Sami Başar ve yine Pervasız Gazetesi ve paralelinde benimde zaman zaman (tüm paylaşımlarının hızına yetişemediğimden) katkı vermeye çalıştığım Tarih Sayfalarında Akşehir Sosyal Medya sayfasından Mehmet Koç hocamız sıklıkla işliyorlar. Ve sizleri eski Akşehir’e götürüyor, o günleri düşünmenize, hatta neredeyse yaşamanıza vesile oluyorlar.

Günümüz şartlarını görüp, yaşadıktan sonra ne yalan söyleyeyim o günlerde aşırı eleştirdiğimiz ve hatta beğenmediğimiz 70’li yılları mumla arar olduk. Cumartesi sabahı karşıma çıkan paylaşımın sözleri, beni o yıllara götürdü. Ve elbette bugünlerimizle o günlerin kıyaslamasını yaptırdı. Artık o yılları, içinde bulunduğumuz kötü şartlarına rağmen günümüzde eleştirmiyorum. Aksine özlemle anıyorum. Zira o yıllar hakikaten "her şeyin saf ve temiz olduğu günler" olarak hafızamda taptaze duruyor. Bizler; insanoğlu o günlerde, daha ileriye giderek kendini geliştirir, daha müreffeh daha adil daha yaşanılası ortamları bulur/bulacak hayalini kurarken geldiğimiz nokta maalesef bizleri yanılttı. Eski yaşadıklarımızı arar olduk. O yıllarda düşlerini kurduğumuz hayallerin hiç birinin bugünlerde gerçekleşmediğini ve hatta dünyanın, ülkenin çok daha kötü şartlara doğru hızla yol aldığını görmek son derece üzücü. Günün sonunda çıkarabileceğimiz sonuç o saf ve temiz günlerin hiç bir zaman geri gelmeyeceği sadece o günleri yaşamış bizlerin hafızalarında birer anı olarak kalacağıdır. Acı olan elbette yeni nesillerin o saf ve temiz duygulardan uzak bir hayatın içine doğdukları ve o duyguları tatmaktan uzak bir hayat sürecekleridir.

Cumartesi sabahı sosyal medyadan Murat Karagöz imzasıyla karşıma çıkan bu dikkate değer paylaşım, beni alıp anılarıma götürdü. Sizlerde de aynı düşünce ve duyguları uyandıracağı inancındayım.

YIL 1962

Puro Tuvalet Sabunu banyolarda,

Baş ağrıdığında Gripin,

Diş macunu Radyolin ve İpana,

21 puan bilgi yarışması radyoda..

Sunucu Orhan Boran,

Güreş spikeri Eşref Şefik,

Futbol spikeri Halit Kıvanç

Boks spikeri Orhan Ayhan..

Ocaklarda havagazı

Musluklarda Terkos ve Elmadağ suyu.

Ampuller Tungsram,

Dikiş makineleri Singer ve Minerva,

Çamaşır makinesi merdaneli Hoover..

Golden ve Mabel cikletler Artist resimli

Parker dolmakalem en iyisi.

PA-RO çocuk maması ana sütüne en yakını..

Tiyatrolar çok popüler,

Sinemalara yabancı filmler iki yıl sonra geliyor,

Beş dakika arada gazoz, Frigo, Eskimo..

Taksiler damalı şeritli,

Ayaklarda Gislaved lastikli..

Hilton Otelinin sansasyonel açılışı,

Nat King Cole'un İstanbul'a gelişi,

İlk banka soyguncusu Necdet Elmas,

Tombalalı, kuruyemişli yılbaşı geceleri..

Bayramlarda harçlıklı el öpmeleri,

Okullarda Yerli Malı Haftası,

Sokaklarda çıngıraklı yoğurtçu ve bozacı

Mavi çivit ile yıkanan çamaşırlar..

'Nacet', Job jiletle tıraş olan erkekler,

PeReJa Limon Kolonyası ikramları,

Kravatla gidilen Beyoğlu turları,

Balina yakalı gömlekler, ütülü pantolonlar,

Nacar, Tissot kol saatleri..

Yegane Medya TRT radyosu,

Santrala Şehirlerarası telefon yazdırma,

3 saat başında nöbet tutma..

Marconi, Aga, Grundig radyolar,

78'lik taş plaklarla dinlenen tangolar,

Grundig TK 24 makaralı teypler..

Teksas ve Tommiks resimli romanlar,

Radyoda Arkası Yarın skeçleri,

Kurmalı Sahibinin Sesi Gramafonları…

Sonuç: Günümüzde yaşadıklarımız, daha önce yaşadıklarımızı fazlasıyla aratır oldu. Zira geçmiş yaşantılarımız içindeki saf ve temiz duyguları bugün yitirdik. Bugün gelinen noktada, o günlerde yaşadıklarımızı ancak bu mecralardan anarak ve kayıt düşerek gelecek nesillere aktarma gayreti içindeyiz.