GÜNDEM

Bir Binanın Altında Kalan Vicdan: Gebze’de Yıkılan Bina...

Geçtiğimiz çarşamba sabahı, Gebze’de yedi katlı bir bina hiçbir dış etken olmadan kendi kendine çöktü.

Ne bir deprem vardı, ne bir patlama… Sadece sessizlik, ardından bir anda yükselen toz bulutu ve çığlıklar.

O an yıkılan sadece bir bina değildi; bir ülkenin denetim sistemi, umursamazlığı ve vicdanıydı.

Kaç Kat İzin Veriliyor, Kaç Kat Yapılıyor?

Bölgedeki imar planı kaç kata izin veriyor?

Bu bina nasıl oldu da yedi katlı inşa edildi?

Kâğıt üzerinde “ruhsatlı” görünen bir bina, kendi kendine yıkılıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.

Zemin mi zayıf, kolon mu kesik, malzeme mi çürük — fark etmez.

Asıl mesele, denetimsizliğin artık sıradanlaşmış olmasıdır.

Denetim Nerede, Kim Ne Zaman Kontrol Etti?

Binayı yapan müteahhit belli.

Ruhsatı veren belediye belli.

Ama denetleyen kim?

Türkiye’de inşaatın temeli sadece betonla değil, “göz yummayla” da atılıyor artık.

Kâğıt üstünde her şey tamam görünüyor; ama işin içine dürüstlük, denetim, liyakat girmeyince sonuç ortada:

Bir sabah, durup dururken yıkılan bir bina.

Ve maalesef 5 kişilik aileden 4'ü vefat ediyor bir genç kızımız yapayalnız kalıyor.

Bu ülkede her çöküntü sonrası aynı cümleler kuruluyor:

“Soruşturma başlatıldı.”

Oysa asıl soruşturma, o binanın ruhsatını kim imzaladıysa oradan başlamalı.

“Yıkılmadan önce kim neyi görmezden geldi?” sorusu cevap bulmadıkça, bu haberler hiç eksilmeyecek.

Bu Kadar Kolay mı Can Vermek?

Enkaz altından çıkarılan her bir insan, aslında sadece kendi evinde oturuyordu.

Kira ödeyen, aidat yatıran, çocuğunu okula gönderen insanlar…

Yani “hayatını normal sürdüren” vatandaşlar.

Ama bir sabah, hiçbir uyarı olmadan evleri başlarına yıkıldı.

Bu kadar kolay mı can vermek bu ülkede?

Bir inşaatta kullanılan yanlış malzeme, bir kontrol edilmeyen kolon, bir imza…

Ve sonuç: ölümler, yetim kalan çocuklar, yıkılan umutlar.

Yine Aynı Sözler, Yine Aynı Unutuş

Olayın ardından televizyonlarda aynı sahneleri izledik.

Yetkililer kameraların karşısına geçti, “gerekli incelemeler yapılacak” dediler.

Ama biz bu cümleyi o kadar çok duyduk ki, artık inanmıyoruz.

Depremde yıkılan binalar, yangında kül olan ormanlar, şimdi de kendi kendine çöken yapılar…

Her seferinde suç “kader”e yükleniyor, ama kimse “ihmal” kelimesini duymak istemiyor.

Son Söz

Bir bina kendi kendine yıkılmaz.

Bir sistem, yıllarca denetimsiz bırakılırsa o bina elbet bir gün çöker.

Ve altında hep masum insanlar kalır.

Müteahhit, belediye, yapı denetimi — kim sorumluysa ortaya çıkarılmalı, bu olayın üstü toz bulutu gibi kapatılmamalı.

Çünkü o tozun içinde bir ülkenin geleceği boğuluyor.

Bir binanın altında kalan sadece beton değil, bizim vicdanımız.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }