Sözlerin tükendiği, kalemin ve kelamın işe yaramadığı zamanlar vardır. Ne söylerseniz, ne yazarsanız boştur. Şimdi o anlardan birisini hep birlikte yaşıyoruz.

Soma’da iki yüzden fazla vatandaşımızı yaşanan o elim kazanın ardından kaybettik. Helal bir lokma için, çoluk çocuğunun nafakası için, dünyalık rızkın temini için yerin yüzlerce metre altına inerek çalışan yüzleri kara ama içleri apak olan tertemiz insanları kaybettik.

Tüm Türkiye yas tutuyor, gözyaşı döküyor. O kardeşlerimizin acısını bütün hücrelerimizde duyuyoruz. Gözlerimiz, kulaklarımız haberlerde… Çıkacak canlı bir nefes için nefeslerimizi tuttuk, bekliyoruz. Ellerimiz semada daha da fazla olmasın Ya Rabbi, diyoruz. Ya Rab, bu nasıl bir acı, bu nasıl bir kaza. Hikmetinde sual olunmaz Ya Rab, onları Cennetinin en güzel yerlerinde ağırla. Şüphesiz ki sen rahmetinle tecelli edersin; onları rahmetinle kuşat. Şüphesiz sen sabır sıfatına haizsin; sen merhum yakınlarını, ismi azam ve sabır sıfatınla sar.

Cenaze araçları sıralanıyor, köylerden tabutlar toplanıyor; baba oğlunu, kız babayı arıyor.  Simsiyah olmuş gözleri, kömüre bulaşmış yüzleri, tükenmiş nefesleri birer birer çıkarılırken, çığlıklar yükseliyor gecenin karanlığında dağ dağ, ova ova… Bir anacağızımın ‘Mustafam Mustafam’ sesi yürekleri dağlıyor.

Ateş, bu kez düştüğü yeri yakmadı dostlar; hepimizi yaktı,  herkesi yaktı. Dedim ya kelimeler, sözler kifayet etmiyor artık, bir şeyler demeye, bir şeyler yazmaya. Şehit olduklarına inandığım tüm kardeşlerime Allah’tan tekrar tekrar rahmet dilerken yazımı Selim Adım tarafından henüz yeni yazılmış bir şiirle noktalamak istiyorum:

 Memleket Ağlıyor

İki bin on dördün on üç mayısta 
Duyduk haberi tüm ülke yasta 
Yüzlerce ölü var gerisi hasta 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Madenden sızılan gaz zehirledi 
İşini yapmamış yoz zehirledi 
Çoğunu kavurdu tez zehirledi 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Yürekler dağlandı umut tükendi 
Kocası içerde perişan kendi 
Dağıldı yuvası yıkıldı bendi 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

İşinde yiğitçe sallar küreği 
Berraktan berrak parlar yüreği 
Kiminin kardeşi kiminin beyi 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Analar ağladı yürekler yandı 
Evladı çıkanı babası sandı 
Bu değil belki öbürü dendi 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Baretin üstünde yanar feneri 
Helalin yiğidi evinin eri 
Gönüller yasta dinler Taneri 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Bir avuç taş için yandı bedenler 
Soma'da savrulur niçin nedenler? 
Şehitlik payesi aldı gidenler 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye! 

Arzeni, dualar gitsin Soma'ya 
Ulaşsın ve taşsın gidip semaya 
Allah'ım yardım et nurlu simaya 
Memleket ağlıyor "ah Soma" diye!