Yol üzerinde yer alan Akşehir, Osmanlı’nın en kudretli padişahlarından olan Yavuz Sultan Selim’in seferlere giderken geçtiği ve günlerce konakladığı şehirlerden biridir.

Yavuz Sultan Selim, İran seferine çıktığında 18 Mayıs 1514 Perşembe günü Akşehir yakınlarındaki Uluşar çayırı konağına geldi. Bu gün Ulupınar Köyü olan bu yer o devirde yeşillik ve bol suya sahip olduğu için ordunun mola vermesi için uygun bir yerdi.

19 Mayıs 1514 Cuma günü Uluşar konağında ordunun su ihtiyacı giderildi. Atlar ve askerler dinlendi. Hep beraber Cuma namazı kılındı. Zafer için dualar edildi.

20 Mayıs 1514 Cumartesi günü ordu içerisinde bazı düzenlemeler yapıldı. Alt kademedeki yöneticilerin bazılarının yerleri değiştirildi. Bunun nedeni daha önceden yaşanan bir olaydı. 14 Mayıs 1514’de yaşanan bu olay ordu disiplini yönünden önemli tutulmuştu. Bir silahtarın hizmetçisi Beylik arpayı yağma ettiği için ağasıyla beraber idam edildi. Bu ağalardan sorumlu olan Çavuşbaşı Lütfi Bey azledildi. Bu durumu düzeltmek için Akşehir’de yeni atamalar yapıldı. Osmanlı ordusunda Kapıkulu Ocağı 6 alaydan kurulmuş bir tümendi. 6 alay, sırasıyla şöyleydi: Sipahiler, silahdarlar, sağ ulufeciler, sol ulufeciler, sağ garipler, sol garipler. Her birinin farklı görevi olan bu alayları yöneten ağalar vardı. Lütfü beyin yerine Ulufeciler ağası Şüca’ Bey Çavuşbaşı oldu. Savaşta saltanat sancaklarını ve hazineyi koruyan sol ulufecilerin ağası Lütfü Bey ulufeciler ağası oldu. Sağdan ve soldan saldırarak düşmanı çembere alan Gurebayı Yemin ağası Rüstem Bey, Lütfü Bey’in yerine sol ulufeciler ağası oldu. Onun yerine de Yesar ağası İshak Bey geçti.

21Mayıs 1514 Pazar günü tamamen dinlenme ile geçti. Hareket edilmedi.

22 Mayıs 1514 Pazartesi günü orduda atamalara devam edildi. Boşalan Yesar(sol garipler) ağalığına Sipahi oğlanları kethüdası Behram Ağa getirildi.

23 Mayıs 1514 Salı günü ordu ve padişah yine Akşehir yakınlarındaki Uluşar’da ikamet etmektedir. Bu gün padişah tarafından boşalan Sipahi oğlanları kethüdalığına Sipahi oğlanı katibi Kara Musa atandı.

24 Mayıs 1514 Çarşamba günü Yavuz Sultan Selim ve ordusu Akşehir’de oturmaktadır.

25 Mayıs 1514 Perşembe günü boşalan Sipahi oğlanları katipliğine fodla (Ekmek) katibi Ahmet Çelebi getirildi. Onun yerinede Yeniçeri katibi olan Şahabettin Bey Fodla katibi oldu.

26 Mayıs 1514 Cuma günü Cuma namazından sonra Akşehir’de oturulurken otağ-ı hümayum ileri yürüdü. Cumartesi günü Arkan Özü konağına yani Argıthanı’na geldiler.

Böylece Yavuz sultan Selim 9 gün kaldığı Akşehir’den ayrılmış oldu.

Padişah Yavuz Sultan Selim’in ikinci kez Akşehir’e gelişi Mısır seferi sırasında gerçekleşmiştir.

Yavuz, Mısır seferine giderken 25 Haziran 1516 Çarşamba günü İshaklı’ya (Sultandağı) geldi. Osmanlı Ordusu Akşehir’e doğru yürüyüşe devam etti. 26 Haziran 1516’da Akşehir’e gelindi. Akşehir konağında ikamet edildi. Bu arada Diyarbakır Valisi Bıyıklı Mehmet Paşa’dan haberciler geldi ve padişah habercileri kabul etti. Haberciler, Şah İsmail’in Diyarbakır’a Vali olarak gönderdiği Karahan’ın yakalandığını ve onunla birlikte bir çok kumandanının başlarının kesildiğini bildirdiler. Kesik başlar Akşehir’de Padişaha teslim edildi.

Diyarbakır bölgesini yöneten Emirler, Osmanlı Devleti'ne itaatlerini arz etmişlerdi. Bu arada Diyarbakır halkı da ayaklanarak, Safevi kuvvetlerinden bir kısmını öldürmüş ve geri kalanlarını da sur dışına çıkartarak, Osmanlı Devleti'nden yardım istemişlerdi. Şah İsmail bunun üzerine bölgeye kumandanlarından Karahan'ı göndermiş ve şehir kuşatılmıştır. Kuşatma başarılı olmamışsa da kaldırılmamış ve bu sebepten şehir halkı çok eziyet çekmişti. Safevîler'in, Diyarbakır’ı muhasarası bir yıl kadar sürmüştü. Bu sırada Bayburt'ta bulunan Bıyıklı Mehmet Paşa ve Rum Beylerbeyi Şadi Paşa, Yavuz Sultan Selim tarafından buranın fethine memur edilmişlerdi. Osmanlı Ordusunun geldiğini öğrenen Karahan muhasarayı kaldırmak zorunda kalmış ve Mardin'e doğru firar etmişti. Bıyıklı Mehmet Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri, Mardin Koçhisar yakınlarında Dede kargın sahasında, Safavî kuvvetlerini kesin bir yenilgiye uğratmışlar ve bu muharebede Karahan makdül düşmüştür. Böylece Diyarbakır’ın yanı sıra Hısn-ı Keyfa, Ergani, Ruha, Mardin, Siirt gibi Güney-doğu Anadolu'nun önemli şehir ve kaleleri de kısa zamanda, Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.

Bu haberleri Akşehir’de alan Yavuz Sultan Selim şenlikler yapılmasını emretmiş ve Akşehir’de büyük şenlikler yapılmıştı. Beş gün sonra Osmanlı ordusu Konya sahrası konağına girerken Karahan’ın ve diğer komutanların başları Mısır Sultanı’na gönderildi.

27 Haziran 1516’da ordu Akşehir yakınlarındaki Derefet konağına ulaştı. Böylece Yavuz Sultan Selim Akşehir’den ayrıldı.

Kaynak: Senemoğlu, Yavuz (1976) Haydar Çelebi Ruznamesi İstanbul: Tercüman