Yaklaşık bir yıl kadar önce, Facebook'ta tanımadığım birinden gelen arkadaşlık isteğini kabul etmiştim. Ardından arkadaşlığını kabul ettiğim kişi, Messenger’dan selam verdikten sonra, bir paragraflık yazı gönderdi.

Merakla, gönderilen yazıyı kopyalayarak Google'dan arattım. Meğer yaklaşık üç yıl kadar önce, “çalakalem” köşemde yazdığım bir yazıdan alıntıymış. Bu arada şahıs da yazmaya devam ediyordu; “Bu güzel satırların sahibini tebrik etmek için, arkadaşlık isteği gönderdim” diye.

Yapılan iltifatlar ve güzel sözler, beni ziyadesiyle memnun etmişti. O kişi de Bursa’da yerel bir gazetede çalışıyormuş, yolunuz düşerse inşallah beklerim diyerek yazışmamızı noktaladık.

Yine Messenger’dan tarihçi yazar İlber Ortaylı’dan alıntılar yapmam eleştirilmişti. Cevap olarak, en güvenilir tarihçilerimizden İlber Ortaylı Bey'in bizleri birçok konuda bilgilendirdiğini, ondan alıntılar yapmadan bu tür yazılar yazılamayacağını ve kaynak bir kişi olduğunu ifade etmiştim.

Pervasız gazetesinin Facebook sayfasının yorumlar kısmında, “tipe bak çay demle” diyerek yazılan bir yorum görünce, kendi kendime gülümsedim. Gazetenin internet sayfasında yapılan tüm yorumları takip etmeme rağmen, cevap vermek gibi bir alışkanlığım yok, ayrıca benim tipim değil fikirlerim önemli. Merak ederek bu kişiyi arattığımda, hiç tanımadığım ve İstanbul’da yaşayan, Akşehir'le de pek bağlantısının olduğunu bulamadığım birisi olduğunu gördüm.

Nasıl biz yazılarımızda, yapılan ya da yapılmayanları eleştiriyorsak, bizleri okuyanların da düşüncelerimizi makul, yapıcı ve fayda görülecek şekilde ama kesinlikle hakaret etmeden eleştirmeleri haklarıdır.

Haliyle yazdığım her yazının arkasındayım. Akşehir başta olmak üzere, genel ve yerel siyaset hakkında, dilimin döndüğünce ve sizlerin bana aktardıklarınızı ya da çevremde gördüklerimi kaleme alarak, gündeme getirmeye çalışıyorum.

Yazmaktan ya da konuşmaktan çekinmiyorum fakat kendinize yakın gördüğünüz insanların ya da savunduğunuz siyasi düşüncede olanların hata üstüne hata yapmalarını eleştirmek ve yazmak, insanın hiç de hoşuna gitmiyor.

Yerel basın, ülkenin her yerinde can çekişen ve büyük fedakarlıklarla ayakta tutulan, toplum yararına olan bir iş dalı.

Siz değerli okuyucular abone olarak destek olurken, bizler de yaşamak zorunda olan ve eleştirileriyle uyarı görevi yapan ya da yapılan doğru ve güzel işleri halka aktaran gazetelere, karınca kararınca destek olmak için yazıyoruz.