Sırtını yemyeşil dağlara yaslayamamış olan Konya, kıraç ve düz bir ovada kurulmuş, doğal tabiat zenginliklerinin çoğundan mahrum, koskoca bir il.
Böyle olmasına rağmen Karatay Şehir Parkı, Japon Kyoto Parkı, Sille Baraj Parkı, 80 Binde Devri Alem Parkı, Dutlu Millet Bahçesi, Lavanta Bahçeleri gibi geniş ve kapsamlı parklar inşa eden Konya belediyeciliği, beni her zaman etkilemiştir.
Sadece Karatay şehir parkı bile, yanı başındaki hayvanat bahçesi hariç 300 bin metre kare alana kurulmuş ve içinde, karavan park alanları dahi mevcut. Bu alana park edenler, gündüz şehri gezerken akşamları da karavanlarında huzurla istirahat ediyorlar.
Görevliler lavanta bahçesini ziyaret edenlere, güler yüzle bedava dondurma, su ve çay ikramında bulunuyor.
İnanın her semt ve bölgede, talebi karşılayacak kadar araç park alanları, piknik ve yeşil alanları görünce, gıpta etmekten kendimi alamadım.
Kıraç arazileri yemyeşil vahalara çevirmeyi başaran Konya Belediyesinin hizmetlerini, dört dönemdir AK Partili başkanlar tarafından yönetilen Akşehir Belediyesi çoktan örnek almalıydı. Zaten birçok konuda Büyükşehirden destek alan Akşehir Belediyesi, bu konuda da destek istemekten geri durmamalıydı.
Fazilet Partisi döneminde, il ve ilçe başkanı olarak birlikte görev yaptığımız sayın Tahir Akyürek, AK Parti bayrağı altında üç dönem belediye başkanlığı yaptı. Konya belediyecilik hizmetleri yönünden zaten bu dönemde bi tamam olmuştu. Milli görüş geleneğinin mimarı olan Konya belediyesi, her zaman övgüyü hak etmiş ve mevcut iktidarın kazanmasında da büyük rol oynamıştı.
Üç dönem başarılı belediye başkanlığından sonra, şu an AK Parti Konya milletvekili olan sayın Akyürek de trafiği rahatlatan üst ve alt geçitler başta olmak üzere, Konya’daki birçok büyük projelerin üstadı olmasından dolayı, halkın gönlünde taht kurdu.
Konya’da yeşil alan sorunu yok. Bir iki nokta hariç trafik sorunu yok. Organize sanayiler başta olmak üzere, birçok orta ve küçük sanayiye sahip olan Konya’da, işsizlik sorunu da yok denecek kadar az.
İktidarın kazanılmasında da kaybedilmesinde de yerel yönetimler her zaman çok etkendir.
Akşehir’e gelince, aynı şeyleri söylemek ne mümkün!
Son dönemlerde organize sanayinin kazandırdığı potansiyeli değerlendiren iş insanlarımız, başarıdan başarıya koşuyorlar. Ama Akşehir’e yetmez diyerek ikinci bir alanda daha genişleme ve yeni fabrikaların kurulumu devam ediyor. İstidam oluşturan iş insanlarımızı tebrik ediyorum.
Akşehir Belediyesi’nin en temel görevi, insanların vakitlerini değerli geçirebilecekleri yeterli miktarda yeşil alanlar oluşturarak, vatandaşın hizmetine sunmaktır.
Hafta sonu oldu mu Akşehirli evinde durmuyor. Ya şehri terk ediyor ya da pikniğe gidiyor. Akşehir’de aradığını bulamayanlar günü birlik Afyon, Konya, Antalya veya Ankara’ya gidiyorlar.
Bu durum, imkan sahibi ailelerin mutat programı haline geldi. Gezip dolaşıyorlar, yiyip içiyorlar, bu arada alışverişlerini de yaparak gece evlerine dönüp sabah işlerinin başında oluyorlar. Günün sonunda; vakit geçirmek bahanesiyle şehir dışına çıkanlar, Akşehir esnafının cebine girmesi gereken milyonları, başka şehirlere bırakmış oluyorlar.
Her şeye rağmen ailece piknik yapmayı tercih edenler, arsa fiyatını katlayan hobi bahçesi alamadıklarından yer bulmakta zorlanıyor ve maalesef bir tanıdıklarının bahçesine sığınmak zorunda kalıyorlar. Akşehir’de halk, yeterli yeşil alanlar üretilmediğinden, açılan bir sofra bezinin etrafında sözde piknik yapıyor.
Hıdırlık alanı kısıtlı olsa da bir miktar daha rantabl hale getirilmesi çok zor değil diye düşünüyorum! Tekke bölgesi sınırsız kullanım alanına sahip. Bırakın Akşehir’in mesire alanı olarak kullanılmasını, yukarıda adını saydığım illerin dahi tercih edebilecekleri, orman turizm alanı bile olabilir.
Birçok doğal güzelliğe sahip olan bölgeyi defalarca gezdim. İçeriğine girmeyeceğim (merak eden yetkili olursa özel de anlatırım) ama sizler de hayal ettiğinizde benim düşündüğüm aktivitelerin yapılacağı bir yer olabileceğini fark edeceksiniz.
Ayrıca Akşehir, sadece Tekke bölgesinden ibaret değil, birçok alternatif yerler de mevcut. Sultan dağlarının eteğinde yeşiller içinde kurulmuş Akşehir’de, sabahtan akşama kadar ağaçlar altında, çocukların oyunlar oynayacağı, ebeveynlerin yürüyüş yapacağı, bisiklet ve at bineceği hatta küçük göletlerin olduğu alanları oluşturmak hiç de zor değil.
Yeter ki hayal edin, yeter ki büyük düşünün, yeter ki memur zihniyetinden kurtularak, esnaf ve tüccar mantığı ile hareket edin. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halkın gönlünde taht kurmasına vesile olan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması değil miydi? İstanbullular, hayal dahi edemedikleri devasa hizmetleri, o dönemden itibaren almaya başlamadılar mı?
Kimsenin elinde sihirli değnek olduğunu iddia etmiyorum ama samimiyetle halkın ihtiyaçlarını gözlemlerseniz, inanın doğru sonuca ulaşırsınız. Ondan sonrası bir şekilde yapılır ve önce akılda, sonra yüreklerde kalırsınız.
Yeter ki; aldığınız her kararı sorgusuz desteklesinler düşüncesiyle meclis üyesi listesi yapmayın. Belediye kadrosundaki kişileri liyakata göre değerlendirin. Geleceğe imza atabilecek kabiliyetli, vasıflı, özverili kişilerden ekip oluşturun.
Ve bunun için tabii ki önce Başkan olarak siz vizyon sahibi olmalısınız ki kişileri yönetirken halkı da arkanıza alabilesiniz.