Günümüzde tüketime verilen önem arttı. Bu önem o kadar arttı ki tüketim çılgınlığı kavramı ortaya çıktı ve bu konuda yazılar yazılır oldu. Peki ne oldu da tüketim çılgınlığı hayatımıza bomba gibi düştü?

Tüketme isteğinin temelinde olduğunu düşündüğüm birinci sebep doyumsuzluktur. Sahip olduğumuz şeyler artık yeterli gelmemeye başladı. Önceden temel ihtiyaçlarımızı karşılamak lüks olarak görülürken şu anda lüks şeyler temel ihtiyaç olarak görülmeye başlandı. İhtiyacımız olmadığı halde yenisini alma isteğimiz gün geçtikçe artmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle bu isteği tetikleyen birçok araç ortaya çıktı. Televizyondaki reklamlar, sosyal medya uygulamalarında sürekli karşımıza çıkan alışveriş siteleri, işe giderken gördüğümüz afişler bize ‘‘alışveriş yap’’ mesajı vermektedir.

Tüketim çılgınlığımızın en önemli araçlarından birisi de kredi kartları. Önceden Nasrettin Hoca’nın deyimiyle parayı veren düdüğü çalıyordu. İhtiyacımız olan bir şeyi alabilmek için para biriktirmemiz gerekiyordu. Ama şimdi bir sonraki ay öderim, taksitle öderim, erteler öderim diyerek olmayan paramızla tek tuşa basarak alıyoruz düdüğü.

Alışveriş sitelerinin alışveriş günleri adı altında yaptığı kampanyalar da bizi tüketmeye iten bir başka sebeptir. Bu kısa süreli indirimler bize çok önemli bir fırsat yakaladığımızı hissettirip alışveriş yapmamızı sağlıyor.

Peki, ihtiyacımız olmadığı halde neden yeni bir ayakkabı daha alıyoruz? İşte burada da tüketme isteğinin temelinde yer alan ikinci sebep ortaya çıkıyor: gösteriş yapma isteği. Daha uyguna alabileceğimiz bir kazağı sırf belli bir marka değeri var diye iki katı paraya almamızın sebebi budur. Ayrıca sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle yaptığımız şeyleri birileriyle paylaşma isteğimiz arttı. Önceden aldığımız kazağı yan komşumuza, mahalledeki arkadaşımıza gösterirken şimdi sosyal medya hesabımızdaki yüzlerce kişiyle paylaşmaktayız.

-Peki, bilinçli tüketici olmayı nasıl başarabiliriz?

Tüketimi artıran araçların kullanımını azaltmalıyız. Örneğin yüksek limitli kredi kartı kullanmamaya özen göstermeliyiz. Alışveriş sitelerinde vakit geçirdikçe bir şey görüp alma ihtimalimiz artacağı için bu tarz sitelerde daha az vakit geçirmeliyiz. Gezmek için gidip bir şey almadan asla çıkamadığımız alışveriş merkezlerini, gezmek için gidilebilecek seçenekler arasından çıkarmalıyız. Ve en önemlisi bir şey almadan önce kendimize buna “gerçekten” ihtiyacım var mı, alırsam ne kadar kullanırım diye sormalıyız. Makul bir açıklama yapamıyorsak almaktan vazgeçmeliyiz.

Tüketmeyi değil biriktirmeyi tercih etmeniz dileğiyle…