Tarımsal üretimin her zaman kuraklık, aşırı yağış, dolu, don ve fırtına gibi doğal afetlere açık olduğunu hatırlatan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

*Pandemi sürecinde ithalatçı ülkelerin fazla alım yapmaları, ihracatçı ülkelerin ise ihracatlarını kısıtlamaları, durdurmaları veya stoklarını artırmak istemeleri gibi nedenlerle talep yönünde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durum fiyatlarda yukarı yönlü bir hareketlenmeye sebep olmaktadır.

*Hasat sezonuna girdiğimiz bugünlerde, ekiliş ve piyasa öngörülerini değerlendirmekte fayda vardır. Bayramdan sonra buğday ve arpada müdahale alım fiyatlarının açıklanması beklenmektedir. Maliyetlerdeki ve girdi fiyatlarındaki artış, döviz kurundaki değişim, yurt dışı fiyatlarındaki hareketlilik, enflasyon, refah payı gibi nedenlerle TMO bu yıl çiftçilerimizi mağdur etmeyecek seviyede hububat fiyatını açıklamalıdır.

*Ocak ayında yağışlarda, uzun yıllara göre yüzde 43 ve geçen yıla göre yüzde 53 artış meydana gelmesine karşın kış yağışlarının yetersiz olması, tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığa da sebep olmuştur. Hidrolojik kuraklık sonucu göller ve akarsularda kurumalar görülmüş, barajlarda su seviyeleri azalmış, yeraltı su seviyeleri gerilemiş ve sulu tarım alanları da riske girmiştir. Çiftçiler, yağışın olmaması ve baraj su seviyesinin düşük olması nedeniyle hangi ürünü ekecekleri konusunda kararsız kalmaktadırlar.

*Önümüzdeki aylarda yağışların yetersiz olması ve sulamanın yeterli düzeyde yapılamaması ile mısır, pamuk, şekerpancarı gibi çok su tüketilen ürünlerde sorun yaşanabilecektir. Diğer taraftan, fenolojik gelişmenin zamanından önce olması ve Şubat ayı ortaları ile Mart ayının son haftalarında meydana gelen don; tahıl, fındık, kayısı, üzüm, erik, kiraz ve badem gibi ürünlerde de zarara neden olmuştur.  

*En fazla kuraklık İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gerçekleşmiştir. Konya’da lodos, yağışın etkisini azaltmıştır. Nisan ayı sonu itibariyle Konya’da buğday rekoltesinde yüzde 25, Sivas ve Aksaray illerinde yüzde 20 kayıp beklenmektedir. Buğdayda, kuraklıktan dolayı rekolte kaybı 2 milyon ton olarak hesaplanmaktadır.

Kuraklıktan etkilenen üreticilere yönelik çözüm önerileri

*DSİ mecburi sulama konusunda çiftçiye destek olmalıdır.

*Kuraklık nedeniyle elektrik ve sulama maliyetleri artan üreticilerin elektrikleri borçlarından dolayı kesilmemeli ve bu borçları nedeniyle desteklere bloke konulmasına son verilmelidir.

*Sulama ücretleri ile elektrik fiyatlarında indirime gidilmeli, tarımsal abone grubunda elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 oranındaki KDV yüzde 1’e indirilmelidir.

*Üreticilerimizin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan kredi borçları, uzun vadeli ve faizsiz olarak ertelenmelidir.

*Kuraklık yaşayan çiftçilere düşük faizli kredi kullandırılmalıdır.

*Üreticilerimizin BAĞ-KUR prim borçları uzun vadeyle faizsiz ertelenmeli ve yüksek olan BAĞ-KUR primleri düşürülmelidir.

*Son yıllarda yeterli gelir elde edemeyen çoğu üretici, primlerin de yüksek olması nedeniyle TARSİM sigortasını yaptıramamıştır. Bu nedenle sigorta primleri düşürülmelidir.

*Basınçlı sulama sistemleri yaygınlaştırılmalı ve verilen destek artırılmalıdır.

*Yeni gölet ve baraj yatırımları başlatılmalı, ayrıca Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler biran önce tamamlanmalıdır.

*Yer altı sularımızın bilinçsizce ve aşırı bir şekilde tüketilmesi önlenmelidir.

*AR-GE çalışmalarına gerekli destek verilmeli, kurak şartlara uygun çeşitlerin ve su tasarrufuna yönelik tekniklerin geliştirilmesi sağlanmalıdır.

*Eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri acilen yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir.