Bugün 25 Temmuz 2019. Bundan 68 yıl önce, 25 Temmuz 1951 tarihinde, TBMM’de 5816 kanun numarası ile bir yasa çıkarıldı. Bu yasa 31.07.1951 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yasanın adı; Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun.

Bu yasaya göre;
-Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kişiler,
-Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kişiler,
Cezalandırılır.
Bu suçların iki ya da daha fazla kişi ile işlenmesi ya da bu suçların zor kullanılarak işlenmesi durumunda cezalarında artırım yapılır. Yine bu suçları işleyenler hakkında Cumhuriyet Savcıları re’sen soruşturma başlatacaktır.

Atatürk bu milletin kalbinde, gönlünde yerini almıştır. Hiç bir kişi ya da güç Atatürk sevgisini bu milletin kalbinden söküp atamaz. Aksini düşünenler var ise 10 Kasımlarda, Cumhuriyet Bayramlarında Anıt Kabri ziyarete giden milyonları tekrar tekrar görsün, izlesin.

Beni üzen ise Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ve yaptığı devrimlerin nimetlerinden yararlanıp, düşlerinde bile göremeyecekleri, hayal dahi edemeyecekleri, yargı, yasama ve yürütmenin üst kademelerinde göreve gelmiş, mevki makam sahibi olmuş kişilerin, mevcut bu yasaya rağmen, Türk Milletinin hassasiyetlerini bilmelerine rağmen, Atatürk’e bulduğu her fırsatta hakaret eden, işine geldiği zaman “Cezai ehliyetinin olmadığı yönündeki” raporunun arkasına sığınan kişiyi ziyaret etmeleri, bu kişi ya da bu düşüncedeki kişiler üzerinden Atatürk düşmanlarını cesaretlendirmeleridir. Hatta yazmaya elim, söylemeye dilim varmıyor ama bu kişileri belli şekillerde gizli ya da açık ödüllendirilmeleridir.

Sayın Cumhuriyet savcılarımız, bu görev sizlere verilmiştir. Yazılı ve görsel medyada, sosyal paylaşım sitelerinde bu yasa gereği suç olan birçok paylaşım yapılmaktadır. Bunları takip etmek görevinizdir. Bu kişiler takip edilmeli ve hak ettiği cezaları almalılardır ki geride kalanlara ders olsun. Günlük yaşamda bile, bir kişiyi sevmeyebilirsiniz, sevmek zorunda değilsiniz ama sövemezsiniz, hakaret edemezsiniz. Hele hele söz konusu olan ATATÜRK ise hiç sövemezsiniz.

Unutmayalım ki Türkiye’nin yolu ulu önderimizin gösterdiği çağdaş medeniyet yoludur. Türk Milleti, önderimiz ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesindeki uyarılarını hiç unutmayacak, damarlarındaki asil kanın gereğini yerine getirip bu sapkınlara, Atatürk düşmanlarına fırsat vermeyecektir.

Aşağıdaki şiir, ATATÜRK’e sövenlerin de, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın bu Milletin tamamını ilgilendirmediğini düşünenler varsa onların da kulağına küpe olsun.

Esir iken mümkün müdür ibadet..?
Yatıp kalkıp ATATÜRK’e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden..
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma.
ATATÜRK’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan gene çıkardın amma..
Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz.

Not: Yukarıda son iki dörtlüğünü verdiğim şiir çoğu kişi tarafından üstat Neyzen Tevfik’e ait “Be Hey Dürzü” şiiri olarak bilinir. Edindiğim bilgiye göre bu şiir şair Mutlu Çelik’e ait olup, şiirin tamamı şairin 1994 yılında yazmış olduğu “Yalnızlık Pusuda Bekler” adlı kitabında “Cevaben” başlığı altında yayımlanmıştır. Ayrıca şair bu şiirin kendisine ait olduğunu mahkeme kararı ile tespit ettirmiştir.