Türkiye'de son dönemlerde camilerde sandalyeye oturarak namaz kılanların sayısı arttı. Oturarak namaz kılmaya sağlık soruları gerekçe gösteriliyor ama bu uygulama acaba ne kadar doğru?

1400 yıllık İslam tarihinde görülmemiş bir hadise ile karşı karşıyayız. 2-3 yıldır gittiğim camilerde bu durumu büyük bir teessürle gözlemleyen biri olarak görüyorum ki, tabureli cemaat sayısında müthiş bir artış var. Camilerde önce tabureler türedi, sonra da sandalyeler… Şimdi de (hâşâ kilisevari) döşemeli sıralar…

Gittikçe tabureler sıralara dönüşüyor. Kimi camilerde 3-4 sıranın olduğunu görüyorum. Neredeyse camilerde kilise manzarasına doğru tehlikeli bir ilerleyiş var. Büyükşehirlerde bazı maddi durumu çok iyi olan semtlerde koltuklar camiye gelmeye başlamış bile. Sanki lüks ve konfor içinde bir ibadet şekli ortaya çıkarılıyor.

Şu İplikci Camimizin haline bir bakın. İçeriye girdiğinizde sağ tarafa bir göz atın. Emin olun kahroluyorum. Mahalle aralarındaki camilerde de durum farksız. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde camilere konulan üç beş tabure ya da sandalye yerini sıralara bırakmış; sıraların üzerleri de döşemeyle kaplanmış.

Hadi diyelim cemaat bu işin şuurunda değil; işine kolay geldiği şekilde yapıyor. Ya din görevlilerine, hatta vaiz ve müftülere ne demeli? Aparatla namaz kılınmaz! Müslüman 70-80 yaşında... Yaş icabı dizlerinde biraz kireçlenme var ama rükua, secdeye varabiliyor. Bu zat namaz kılarken secde etmelidir. Etmezse namazı sahih olmaz. Dizlerindeki romatizma secde etmesine imkan vermeyecek derecededir. Bu takdirde yere oturarak namaz kılar.

Birileri, bir zihniyet camilerimizi kiliselere benzetmek istiyor! Dinimizde reform yapılmak isteniyor. Fıkıh
kitaplarımızda, “camilere sandalye konulmaz” diye bir hüküm yoktur, diyen çok bilmişlere kanmayınız. Fiziken secde edemeyecek derecede hasta ve mâlül kişiler dışındakiler secde ederek namaz kılmalıdır. Gerekirse ima ile kılınacak bir namaz bir aparat yardımıyla kılınmaz. Üstelik sıralar halinde, bu sıraları bir saf düzenine koyarak dilim varmıyor ama kilise düzeninde ibadet yapılmaz.

Lütfen ama lütfen, imamlarımız, ilahiyatçılar, vaizler ve müftüler bu uyarıları yapın. Cami cemaat adabında büyük değişiklikler var; bunlara izin vermeyin. Gelecek nesiller bunları gördükçe bunlar kalıcı olur. Asıl vahim nokta bu.  Dinî kültürü, ilmihal ve fıkıh bilgisi yetersiz olan kimselerin sandalyede namaz kılmalarını teşvik etmek bir zulümdür, bir aldatmacadır. Bunlara göz yummak da, izin vermek de vebaldir, bilesiniz.

Bu düşünceler insanı Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ateşli tartışmalara götürüyor. Camileri modernleştirme adına mecliste yapılan konuşmalarda bazı mebusların “camilere kiliselerdeki gibi masa sandalye koyalım, müslümanlar ibadetlerini oturarak yapsınlar!” şeklinde teklifler sundukları dönem geliyor akıllar. O dönemde şiddetle reddedilen bu teklifi acaba biz cami cemaati olarak kendi ellerimizle hayata geçirmenin adımlarını mı atıyoruz?

Akşehir küçük yer; oralara oturanların emin olun yüzde doksanının tanıyorum. Yüzde doksan da öyle bir şey kullanmaya ihtiyaçları yok. Hele hele çarşıda pazarda rahatça dolaşıp camiye yürüyerek gelen bir müslümanın sandalyeye oturarak namaz kılması, kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.

Ayakta durabilecek kadar gücü olanlar ayakta başlayarak, buna gücü yetmeyenler de yere çöküp oturduğu yerden güçleri nereye kadar yetiyorsa oraya kadar namaz rükünlerini yerine getirerek namaz kılacakları bütün ilmihal kitaplarında anlatılır. İma (ki vücut ve baş eğerek yapılan hareketler) ile namaz kılmak bile mümkün olduğuna göre camilere sandalye koymaya, bunları çoğaltmaya ne gerek var?

Dediğim gibi sevgili dostlar, bu işin lamı cimi yok, bu iş veballi bir iş. Kimse darılıp gücenmesin ama böyle ibadet olmaz, böyle cami cemaat ruhu olmaz. Herkes üzerine düşen görevi bilmeli, gerekli adımları atmalı…