SUÇ PATLAMALARI

Yönetenler öfkeyi hitabet sanatı sanarak meslek edinince; onları taklit eden ve öfkesini cinayet işleyerek tatmin edenler çoğaldı. Doktoru, öğretmeni hatta hiç tanımadığı vatandaşları öldürenler, toplumu dehşete düşürüyor. “Öldürülen kişinin kusuru olmadığını, bazı cinayetlerin zevk için işlendiğini” gören insanlarımız, gelecekten umudu kesiyor. Ülkemiz hakkında umutsuzluğa kapılıyor. Halkımız yaşam neşesini kaybetti. İdam cezasının dış baskılarla kaldırılmış olması da, saldırganları cesaretlendiriyor.

Cinayetleri ve nedensiz suçları önlemenin çaresi, yok mu?  Dinimiz, suç işlemeyi onaylamadığı gibi; hatır kırmayı bile hoş görmez. “Bir insanı öldüren; tüm insanları öldürmüş sayılır.” Tanımadığımız kişilerle bile selamlaşmak ve hatır sormak, geleneğimizdi; unutuldu! Şimdiki kötüye gidişin, başlıca iki nedeni var:

1-Hakkını aramak için adalete başvuranlar, on yıllarca bir sonuç alamıyor! Yedi milyondan çok dava, birikmiş duruyor. İnsanlar, kanun yoluyla hakkını alabileceğinden umudu kesmiş! “Ömrünün dava sonucunu almaya yetmeyeceğini” düşünüyor. Hakkını, kendi eliyle almaya yöneliyor.

2-Öfkeli olmayı bir yaşam tarzı olarak benimseyen ve halkımıza bu yolda model olanlar… Kin gütmeyi marifet sayan ve tavsiye edenler… Suç patlamalarından ve cinayetlerden sorumlu değiller mi? Onları taklit ederek öfke, kin ve şiddeti, yaşam biçimi olarak benimseyen çoğaldı. Ufak tartışmaların, seri cinayetlere dönüşmesi, olağan hale geldi. İncelik, nezaket ve kibarlık unutulup gitti! En küçük fikir ayrılıkları ve minik çıkar sürtüşmeleri bile, ağır suçlara dönüşür oldu.

3-Katillerden bir kısmı da, suçlu olarak doğan sakat ruhlu yaratıklardır! İtalyan ceza hukukçusu ve adli tabip LOMBROZO, doğuştan katil yaratılanların kafa, yüz ve beden yapısını tam olarak tarif eder. Örnek resimler de kitabına vardır. Tarif ettiği tipe uyanların, yok edilmesi gerektiği düşüncesindedir.

 *Çok yaşlı dedesi kanserden gidince, doktoru öldüren delikanlı böyle bir hasta ruhu taşıyor. *Başka bir doktora döner bıçağı ile saldıran; *Öğretmeni, karnından bıçaklayan tipler de öyle! *Hasta bir çocuk, bulunduğu ilin doktorları tarafından Kanser Hastanesine yönlendirilmiş. Orada muayene eden doktor, hastaya ve yakınlarına kanserin cinsini anlatarak, alınacak önlemleri açıklamış. Akraba bir delikanlı ise; hakaret mektubu gönderiyor. “Niçin kanser olduğunu söyleyerek morallerini bozdun!” diye, tehdit ediyor. Zaten teşhis kendi ilinde kendilerine bildirilmiş. Kanser Hastanesine gönderildiklerinde onlar hastalığın ne olduğunu anlamamış olabilirler mi? Doktor, korkusundan şikayetçi bile olamıyor! *Takımı maçı kaybedince, stadyumu yıkıp yakarak trilyonlarca zarar veren; karşı takım oyuncu ve taraftarlarını linç etmeye kalkan saldırganlara ne demeli? Lombrozo’ya göre bütün bu tipler, yaşamasına izin verilmemesi gereken doğuştan katillerdir. Bugünkü hukuk düzeni, tipinden dolayı suçluları yok etmeye izin vermez. Bizde ise, hukuk zaten işlemiyor. Dava sonucunu almaya, insan ömrü yetmiyor. Halkımızın çoğu mahkemelerden umudu kesmiş olduğu için, suçlar çoğalıyor! Çare Hukukun hızlı işlemesi ve toplumun barışık yaşanmaya yönlendirilmesidir. Toplum önderlerinin iyi geçinerek halka örnek olmaları da, önemli! Onların bitmeyen kavgaları, halkı da birbirine düşürüyor. Politik çekişmeler, hoş esprilerle yapılmalı.

Rahmetli İçişleri Bakanı Faruk Sükan, Ereğlili idi. İlçe kongresine, ana muhalefet partisini davet etmişler. Oradaydım katılmamı istediler. Birlikte gittik. Kongreyi açan rahmetli, salondakilere beni takdim etti. Kalabalıktan, dakikalarca bitmeyen bir alkış koptu. Ayağa kalkıp hepsini selamladım. Hoş bir ortam oluştu.

Hangi fikri savunursa savunsun, partiler kardeştir. Hepsi de ülkenin ve insanlarımızın iyiliği için çalışırlar. Aralarında husumet ve düşmanlık olamaz, olmamalıdır.

nazifkurucu@hotmail.com       www.nazifkurucu.com.tr

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }