Cennete düşen adam her şeyin mükemmel işlediğini görünce, görevliye “Burası çok güzel, bunu nasıl başardınız?” diye sorar.

Görevli “Biz adalet, merhamet, iyilik, kardeşlik, barış ve güzel olan ne varsa satıyoruz” der.

Adam, “Ben bunları dünyaya götürebilir miyim?” diye sorar.

Görevli “Hay hay, hangisinden ne kadar istiyorsunuz'?” deyince, adam “Hepsinden ayrı ayrı 5’er ton” der.

Bir süre sonra görevli “Siparişleriniz” diyerek, adamın önüne küçük bir torba getirip koyar.

Adam “Yanlış anladınız, ben ayrı ayrı 5'er ton istemiştim” deyince, görevli “Biz onların sadece tohumlarını veriyoruz” der. Siz bu tohumları götürün, insanların yüreğine serpin, göreceksiniz ki; sizin istediğiniz miktardan daha çok olacaktır.

Din adamları ve politikacılar konuşmaya başladıklarında, hep iyilik, güzellik, barış, özgürlük, merhamet ve adaletten bahsederler ama maalesef toplumun geldiği yer ortada. İnsanlar dürüst, donanımlı ve liyakat sahibi olanları değil, menfaatlerine gelen kişileri tercih edince, maalesef tüm bu yaşanan olumsuzluklar meydana geliyor.

Allah'ın emir ve yasakları, öncelikle insanların yüreklerinde kabul görerek filizlenip çoğalmalıdır. Yoksa kişiye göre adalet, kişiye göre servet, kişiye göre hizmetle hiç bir yere varılamaz.

Din adamları; Allah'ın emrettiği dini eğip bükmeden, kırpmadan, olduğu gibi tebliğ etmeliler. Siyasetçiler; yapabileceklerini konuşmalı ve konuştukları gibi de yaşamalıdırlar. Kişiler; nemalanacakları kişileri değil, topluma hizmet edebilecek vasıfta kişileri yönetim kademesine getirmelidirler.

Yaşanılabilir bir dünya için; “sen, ben, o” yerine “biz, siz, onlar” diyerek, bu dünya hepimize yeter mantığı ile kendiniz için istediğinizi başkaları için de istemelisiniz. İnsanlar birbirlerine adaletle hükmetmeli, huzur, güven, barış içinde eşit ve özgürce çalışarak üretip, yiyip içip, israf etmeden yaşamalılar. Zalimce ve adaletsiz paylaşımlar elit guruplar oluşturdu, birkaç kişiyi, tüm dünyaya madden hükmedecek kadar zengin etti. Sonuç olarak dünya; hep savaş, hep haksızlık, hep gözyaşı, hep açlık ve adaletsizlik gördü.

Kurtulmak için Allah'ın emrettiği gibi yaşamalı ve paylaşımcı olunmalıdır.