Kongreye katılanlara; “Her zaman söylediğim gibi Konya bizim hem çıkış noktamız hem de zor zamanlardaki sığınağımızdır. Bu zor zamanda ilk günden itibaren bizleri bağrınıza bastığınız, hakkın, adaletin ve ahlakın yanında durduğunuz için gönülden teşekkür ediyorum” şeklinde hitap eden Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasında dikkat çeken bölümler şöyle: 

“Erbakan hocamızın Konya’da hak ve adalet davasının ateşini yakmasının üstünden 50 yıl geçti. Yarım asır önce büyük bir mücadelenin ve haklı bir davanın rahmi olan Konya’mız bugün de GELECEĞİMİZE damga vurmak üzere kararlı bir duruş sergiliyor. Geçmişe ağıt yakmak için değil, ortak bir GELECEK inşa etmek için buradayız. Bizi medya ambargoları ve yok sayma taktikleri ile durduracaklarını zannedenlere bir kez daha Konya’dan sesleniyorum: Çabanız boşunadır, adım adım vatan sathını dolaşarak milletimiz ile buluşarak bu ambargoları kıracak ve milletimize sesimizi ulaştıracağız. Siyasette esas olan medyada görünmek değil, milletin kalbine girebilmektir.

Gelecek Partisi resmen kurulalı henüz yedi ay oldu. Bu kısa süre içinde, pandemi şartlarına rağmen 67 ilde ve 343 ilçede örgütlendik; Konya ile birlikte 8 il ve 163 ilçe kongremizi tamamladık. Önceliğimiz, hedefimiz insan onurunun korunmasıdır. Gelecek Partisi’nin en önemli derdi; ayrım gözetmeksizin 83 milyon insanımızın tamamının hakkının ve hukukunun korunmasıdır.

Ülkemizin son dört yılında yaşanan gelişmeleri hepiniz görüyorsunuz, hissediyorsunuz. Vatandaşımızın yaşam kalitesi düşmüştür. İşi aşı ciddi şekilde azalmıştır, paramız pul olmuştur. Hukuk devletini mumla arar hale geldik, adalet yerlerde sürünmektedir. Asgari liyakat ve ciddiyet artık bu hükümetin tamamen gündeminden çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte meclis işlevsizleşmiş, kurumlar anlamsızlaşmış, tutarlı, makul bir karar alınamaz hale gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi devam ettiği sürece Türkiye’de kaliteli, şeffaf ve denetlenebilir bir yönetim mümkün olmayacaktır.

Kişi başına gelir 25 bin dolar olacak dediler. Biz görevi bıraktığımızda 11 bin dolar olan kişi başına düşen milli gelir 8 bin dolara geriledi. Şimdi de tam bağımsız ekonomi ezberini tekrarlıyorlar. Dünyada Kuzey Kore dahil, bir tane tam bağımsız ekonomi gösterebilir misiniz? Biz ihracatımız artsın, küresel ticarette ve üretimdeki payımız artsın, küresel ve bölgesel ekonomik faaliyetlerin güçlü bir aktörü olalım derken bunlar ülkenin ekonomisini felakete sürüklüyorlar.

Her gün iktidardan yeni bir slogan duyuyoruz. Bir de bu koalisyon hükümetinin emperyalist tutsaklıktan bahseden küçük ortağı var. Seçim krizlerinin, siyasi krizlerin ve ekonomik krizlerin başkahramanı, şimdi de iktidar ortağı. Nasıl ortak oldular, nerede anlaştılar, ne üstüne anlaştılar, kimse bilmiyor. Düne kadar birbirlerine ağza alınmayacak hakaretler etmiş olanlar bugün bir arada.

Türkiye bir ekonomik krizin içerisinde. İşte burada Sayın Bahçeli Sayın Erdoğan’a katkı verebilir. Kendisinden rica ediyoruz. Lütfen 2001 kriziyle ülkemizin yaşadığı felaketi Erdoğan’a ve ekonomi yönetimine anlatsın ve uyarsın. Bu işin artık bu ciddiyetsizliği kaldırmayacağını, daha önce kuralsızlığın, hukuksuzluğun ve yolsuzluğun ülkeyi nasıl bir felakete sürüklediğini birinci ağızdan anlatsın. “Biz batırdık, siz batırmayın” desin. Biz de kendisine teşekkür edelim.”

Hükümetin iç politikalarını eleştiren Davutoğlu, Diyarbakır’daki toplantılarında açılan bir pankartı hatırlatarak; “Diyarbakırlıların ‘Konya biziz’, Konyalıların ‘Diyarbakır biziz’ dediği bir ortamda bu ülkeyi kimse bölemez. Biz ülkemizin 20. yüzyıl tartışmaları geride kalsın, artık 21. yüzyılda aydınlık bir geleceğe yürüyelim istiyoruz. Ülkeyi ve toplumu bölen her türlü kutuplaşmanın geçmişte karşısında oldum, bugün karşısındayım, yarın da karşısında olacağım” dedi.

Görevde olduğu dönemde uygulanan dış politikalar üzerinden kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Ahmet Davutoğlu; “Sayın Erdoğan bizi hangi konuda eleştirmek istiyorsa eleştirsin. Bunda hiçbir mesele yok. İşte arşiv orada. Amerika’nın Irak işgaline ortak olmamız ve askerlerini topraklarımızdan geçirmesi için hazırlanan tezkereye karşı 2003’te verdiğimiz mücadele sonrasında yazılanlar, çizilenler ortada. 2006 Hamas’ın seçimleri kazanması ardından Ankara ziyaretinde şahsımla ilgili yazılanlar, Mavi Marmara’da, Gazze katliamlarına verdiğimiz tepki ve mücadele sonrasında şahsımla ilgili yazılanlar ortada. Eğer Davos’ta yandık bittik demiş olsaydık, herhalde kendisi bizi bu olaydan takriben iki ay sonra Dışişleri Bakanı yapmazdı” şeklinde konuştu.

Davutoğlu konuşmasını; “Bu zor günlerden elbette çıkış vardır, Türkiye’nin çözülmeyecek sorunu yoktur, sorunları çözemeyen bir iktidar vardır. Geleceğe güvenin, ülkemizin GELECEĞİNİN AYDINLIK olduğuna inanın. Bir kez daha söylüyorum: Hiç bir şey bitmedi; her şeyi yeni başlıyor” sözleriyle tamamladı.