Ve tam da bu günlerdeyiz: Temmuz ayının kavurucu sıcağında, yılın en sıcak günlerini yaşıyoruz. Havalar en yüksek dereceye dayanmışken araç içinde geçen uzun saatler, yorgunluk ve uykusuzluk kazaları davet ediyor. Direksiyon başındaki bir saniyelik dalgınlık, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor.
Her yaz, aynı acı haberlerle karşılaşıyoruz:
“Tatil yolunda kaza: 3 ölü, 2 yaralı.”
“Uykusuzluk ve dikkatsizlik can aldı.”
“Hatalı sollama faciayla bitti.”
Türkiye’de trafik kazalarının %30’dan fazlası haziran, temmuz ve ağustos aylarında meydana geliyor. Sıcak hava sürücüyü bunaltıyor, tatil telaşı dikkat dağıtıyor, uzun yolda hız sınırları unutuluyor.
Oysa bir emniyet kemeri, bir beş dakikalık mola, bir yudum su ya da birkaç kilometre daha yavaş gitmek… bir ömrü kurtarabilir.
Yolların yükü kadar bizim de sorumluluğumuz ağır. Direksiyon başına geçen her birey, arkasındaki ailenin, yanındaki arkadaşın, önündeki arabanın içindekilerin de hayatını taşıyor.
Yol, sadece asfalt değil. Yol; dikkat, sabır, sorumluluk, empati, insaf demek.
Unutmayalım: Gideceğimiz yere geç varmak, hiç varamamaktan her zaman iyidir.
Yol bitmez, ama ömür tek seferliktir.
Bu yaz da yollar kanla değil, mutlulukla dolsun.
Sürücülere Yaz İçin Hayat Kurtaran 5 Kısa Uyarı:
2 saatte bir mola verin.
Emniyet kemerini herkes taksın.
Hız limitlerine sadık kalın.
Aşırı sıcaklarda şapka ve su bulundurun.
Direksiyona asla yorgun veya uykusuz oturmayın.
Ve elbette bunları da hatırlatalım:
Kısa süreliğine bile olsa çocukları araçta yalnız bırakmayın.
Araç içinde çakmak, cam şişe, sprey gibi yanıcı maddeler bulundurmayın.
Bu küçük gibi görünen ihmaller, büyük acılara dönüşebilir.

