Bugüne kadar İngiltere, İspanya, Portekiz, ABD, Kanada, İsveç ve İtalya’da varlığı bilinen virüs; yüzde ve vücudun geri kalanında deri döküntüleri ile kendini gösterirken ateş ve baş ağrısı gibi semptomlara neden oluyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre Maymun Çiçeği virüsü, insanlarda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde tespit edildi. O tarihten bu yana ise Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan olmak üzere 11 Afrika ülkesindeki insanlarda bu virüse rastlandı.

Virüs, Afrika dışında ilk kez 2003 yılında ABD’de görülürken, daha sonra; 2018’de İsrail ve İngiltere’de, 2019’da Singapur’da, 2021’de yine ABD’de, Afrika’ya seyahat eden bazı kişilerde virüse rastlandı. 2017’den bu yana Nijerya’da 200’den fazla vaka kayda geçerken, 500’den fazla da şüpheli vaka rapor edildi. Vakaların yüzde 3’ünün ölümle sonuçlandığı ülkede virüs, büyük bir salgına yol açtı.

Çiçek aşısı yüzde 85 koruma sağlıyor

Maymun Çiçeği virüsü; Orta Afrika (Kongo Havzası) ve Batı Afrika türü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kongo Havzası türünün daha şiddetli hastalığa neden olduğu ve daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor. Dünya Sağlık Örgütü; hastalığın semptomlarının “klinik olarak daha az şiddetli olmasına rağmen geçmişte çiçek hastalarında görülenlere çok benzer” olduğunu ifade ediyor. Örgüte göre virüs, hayvandan insana ve insandan insana yakın temas yoluyla bulaşıyor. Çiçek hastalığına karşı kullanılan aşıların, Maymun Çiçeği virüsüne karşı da yüzde 85 koruma sağladığı ifade ediliyor.

DSÖ’ye göre virüsün cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı şu anda belirsizliğini koruyor. Virüsün kuluçka süresinin genellikle 6 ila 13 gün olduğu, ancak 5 ila 21 gün arasında değişebildiği de belirtiliyor.