Her sekiz kadından birinin meme kanserine yakalanma riski olduğunu aktaran Op. Dr. Güngör Yar’ın açıklaması şöyle:

“Her kadın 20 yaşından sonra kendisini, siklusun 5-7. gününde muayene etmelidir. 20-40 yaş arası kadınlarda 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl tekrarlanması gereken meme muayenesi ve takibi genel cerrahi uzmanı tarafından yapılmalıdır.

Tarama çalışmaları kapsamında 40 yaşından sonra yıllık olarak yapılması beklenen Mamografi ve Meme USG işlemleri, risk faktörleri söz konusu ise daha erken yaşlara çekilebilmektedir.

Risk faktörleri nelerdir?

Aile öyküsü, genetik faktörler (BRCA-1,BRCA-2 gen mutasyonları), obesite, alkol kullanımı, erken adet görme, geç menopoza girme, yetersiz fiziksel aktivite, ileri yaş, bazı iyi huylu meme hastalıkları, göğse radyoterapi öyküsü, cinsiyet (Erkek/Kadın oranı 1/100), HRT (Hormon replasman tedavisi) ve Oral Kontraseptif (OKS) kullanımı, işlemlerin erken yaşlara çekilmesini gerektirebilecek risk faktörleridir.

Belirtileri Nelerdir?

Ağrısız, zamanla büyüyen kitle, meme başı ve derisinde çökme olması, kanlı meme başı akıntısı ve meme cildinde portakal kabuğu görünümü gibi bulgular, meme kanserinin belirtileri olarak sıralanmaktadır.”

Birçok tipinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhisin hayati önem taşıdığını, “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork” sloganıyla hatırlatan Güngör Yar’ın verdiği bilgilere göre; kadınların, olası belirtilere karşı dikkatli olmaları, kendilerini muayene etmeleri ve risk faktörlerini de göz önünde bulundurarak tavsiye edilen yaşlardan itibaren rutin kontrollerini yaptırmaları, meme kanserinde tedavi şansını en üst seviyeye çıkarıyor.