Hatalı hareketler ve duruş bozukluklarının da bel ve boyun fıtıklarının ortaya çıkışında etken olduğunu belirten Toğuşlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Vücuda ait herhangi bir organ veya yapının, normal bulunması gereken anatomik sınırlarının dışına taşması fıtık olarak adlandırılır. Omurga gövdeleri arasında bulunan intervertebral disk denilen fibröz kıkırdak yapısında oluşumların yaşa bağlı ya da başka nedenlerle beslenememesi, hatalı hareketler, genetik yatkınlık ve duruş bozuklukları gibi faktörler ile bel ve boyun fıtıkları ortaya çıkmaktadır. Fıtık, bel ve boyun ağrısının yanında sinir basısı ile boyundan kola veya belden bacağa doğru ağrı yapabilmektedir.  

Boyun omurları arasında yer alan yapısı bozulmuş (dejenere) fibröz kıkırdağın (disk) omurilik kanalına doğru yer değiştirmesiyle kol bölgesine uzanan, sinirlere ve omuriliğe baskı sonucu oluşan duruma Boyun fıtığı, omurgalar arasında yer alan kıkırdağın aşırı zorlama nedeniyle yerinden kayıp omurilik kanalı içine doğru uzanması sonucu, bacaklara gelen sinirlere ve omuriliğe baskıyla ortaya çıkan duruma da Bel Fıtığı denmektedir.

 

Belirtileri nelerdir?

Fıtık, etkilenen kas grubuna bağlı olarak; güçsüzlük, hissizlik, yanma, uyuşma, idrar tutamama ve büyük abdesti kaçırma gibi belirtiler verebilir. Her bel veya boyun ağrısı fıtık olmamakla birlikte bu ağrıları insanlar mutlaka hayatlarında birkaç kez yaşamaktadır ancak bunun araştırılması ve teşhisi çok önemlidir. Beldeki ağrı bir metastaza, tümöre veya enfeksiyona ya da hastanın kalça ekleminde bilmediği bir soruna bağlı olabilir. Erken tedbir için mutlaka bir uzmana başvurulması gerekir. 

Nasıl tedavi edilir?

Eğer fıtık hastayı hiçbir zaman tehdit etmeyip sadece belirli dönemlerde ağrılara sebep olacaksa, yılda 1-2 defa tutulma şeklinde görülecekse, bu dönemde ilaçlardan yararlanmak mümkündür. Bu noktada hastanın samimi bir şekilde bilgilendirilmesi büyük önem taşır. Örneğin büyük olup çok tehdit edici olmayan, yılda birkaç defa tutulmalara sebep olan fıtıklar hastayı çok rahatsız etmiyorsa, hastanın yaşam kalitesini bozacak seviyeye gelene kadar sadece ağrılı dönemlerde ilaçla devam etmek önerilir.

Fıtık ameliyatı hangi durumlarda gereklidir? 

Fıtığın radyolojik görüntüsü, bulunduğu bölge, hasta bulguları ve neyi tehdit ettiği gibi hususlar önem taşımaktadır. Hastanın önce ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Boyunda boylu boyunca can damarımız olan omurilik uzanmaktadır. Belde çok büyük bir fıtık görüldüğünde eğer hiçbir bulgusu yoksa endişe duyulmaz. Fakat boyunda büyükçe bir fıtık görüldüğünde, hastanın hiçbir bulgusu olmasa da omurilik basısı belirginse ameliyat önerilir. Çünkü hastanın ters bir hareketinde omuriliğe bası artarsa bunun sonuçları dramatik olabilir ve tablo hastanın felç olmasına kadar gidebilir. Diğer yandan boyunda sadece tek taraflı sinir kökü basısı yapan büyükçe bir fıtık varsa, hastanın neredeyse hiç şikayeti yok ya da az olsa bile önemsiz ve hastayı pek rahatsız etmeyen şikayetlerse, hasta sadece takip edilir ve şikayetleri olmadıkça ameliyata gerek kalmaz.  

Ameliyattan sonra fıtık tekrarlar mı?

Fıtık ameliyatıyla bir yerden fıtık çıkarınca üstten veya alttan tekrar çıkmayacağının garantisi yoktur. Bunun yapılan ameliyatla ilgisi olmadığı gibi ameliyat edilen yerde bile tekrar fıtık oluşabilmektedir. Ameliyatla sinire bası yapan fıtık kısmı çıkarılır ve tüm bası ortadan kaldırılır. Disk dokusunun aralığı da bir miktar boşaltılır ancak mikro cerrahide bile görüş açısı dar olduğundan sadece mikroskopla görülen yerlerin veya aralığın arka kısmından disk dokusu alınabilmektedir. 

 

Mikrodiskektomi Yöntemi ile tedavi ve avantajları

Bel ve boyun fıtıklarında bugün için kullanılan yegane yöntem mikrodiskektomidir. Bel ve boyun fıtıklarında cerrahi tedavinin amacı, omurilik ve sinir dokusuna olan basıyı kaldırmaktır. Böylece hastanın, ağrısının geçmesi, uyuşma-kuvvetsizlik gibi bulgulardan kurtulması sağlanır. Uygun zamanda ve tecrübeli ellerde yapılan bu girişimler diğer cerrahi yöntemlere göre çok daha iyi sonuç vermektedir.

Bel ve boyun fıtıklarında uygulanan mikrodiskektomi yönteminin avantajları, şöyle sıralanabilir:

*Ameliyata bağlı doku hasarı, kan kaybı ve enfeksiyon riski en az düzeyde olmaktadır.

*Mikroskobun büyütmesinden ve geniş görüş alanından yararlanıp çok daha küçük bir sahada çalışmak mümkündür.

*Küçük bir cerrahi kesi ile ameliyat gerçekleştiği için ameliyat sonrası ağrı ve hareket kısıtlaması daha az olmaktadır. 

*Hasta kısa sürede evine ve işine dönebilmektedir.”