Canını ve kanını severek vatan topraklarına vermek için ant içmiş bir kahramanın yaşadıklarıdır anlatacaklarım. Çocuklarına doyamadan kopup giden hayatının bir anını bile, belki gün yüzü göremeyen, kanını Irak cephesinde akıtmış bir Osmanlı neferidir İsmail oğullarından Osman. Yaşıtları gibi oda cepheye koşmuştur.  Ökes (Yaylabelen) köyünden çok uzaklara Bağdat’a…

Gazimiz 1894 senesinde Ökes köyünde dünyaya gelmiştir. 1935 yılında ise aynı köyde vefat ederek defnedilmiştir. Gazi Osman’ın acılarla dolu hikâyesini torunlarından Ömer Geçgel şu şekilde anlattı;

“Küçük yaşlarda iken aynı isimi taşıdığım dedem, babasının gazi olduğunu söyler ve babasını hiç tanıyamadığını anlatırdı. Dedem Ömer’in babası ile ilgili tek anımsadığı babasının cenazesi giderken, akrabalarımızın haydi babana son kez bak demesi üzerine omuzlarında taşınan bir tabutun olduğuydu. Babasının yüzünü hiç hatırlamıyordu. Dedemden duyduğum kadarı ile Büyük dedemiz Osman, Irak Cephesinde İngiliz’e esir düştüğü ve bacağından yaralanmış olduğuydu. 2014 yılında dedemizi merak ederek, Askerlik şubesine resmi dikekçe ile başvurdum. Dilekçemize cevap geldi. Cevapta dedemizin Bağdat’ta yaralanarak raporlandığını ve 1932 yılında gazilik maaşına almaya hak kazandığını teslim edilen evraklardan gördüm.

Dedemiz Osman genç yaşında vefat edince çocukları babasını hiç görememişti. Dedemizin kızlarından olan Fadime (Koygun) bize resmi evraklar geldiğinde, babasına ait olan fotoğrafı da ilk kez görüşmüştü. Halamız olan Fadime, babasına ait resmi ilk kez gördüğünde tarifi mümkün olmayan duygular yaşadı.  Vatanı için cephelerden cepheye koşan babasını ilk kez tanıma ve görme fırsatı yaşadığı anda, gözlerinden dökülen yaşlar ile canım babam diyebildi.”

Tarihimiz boyunca Türk Milletinin yaşadığı savaşlar pek çok acı hatıralara sebep olmuştu. Kimi doğan çocuğunu hiç göremedi, kimisi savaşlarda aldığı yaralar ile erken yaşta vefat etti. Sonuç olarak; gezdiğimiz vatan topraklarının her karışında ayrı bir gözyaşı, birbirinden farklı acılar yaşandığını bilerek ve hissetmemiz gerçekliliğidir. Anadolu’nun bağrından, ailelerinden, sevdiklerinden kopan bu yiğitlerin aziz ruhları şad olsun.