Yerel seçimlere 1 aydan kısa bir süre kaldı. Adaylar belli. Hepsi de halktan oy almak için şehri mahalle mahalle, ev ev dolaşıp kendilerini tanıtıyor. Sıcak, samimi görüntüler, hoş sohbetler birbirini kovalıyor. Yüzler gülüyor. Başkan adaylarının “Bakın ben de sizden biriyim hey bakın ben de sizin gibi yaşıyorum” imajını verdiği günlerden geçiyoruz. Gel zaman git zaman seçime kadar böyle gidecek.

Hiç unutmam küçükken annem ile pazarda geziyorduk. O sırada bir kalabalık grup da pazarda dolaşıyordu. Grubun içinde eski belediye başkanlarından Nuri Köksal varmış meğer. Ben tanımıyordum. Zaten o zaman 5-6 yaşındayımdır en fazla. İnsanlarla sohbet ediyor, konuşuyor, dertlerini dinliyordu. Bize kadar gelip beni kucaklayıp çikolata vermişti. İlk kez hayatımda bir belediye başkan adayı görmüştüm. O an için kendisini tanımasam bile.

Nuri Köksal o an için samimiydi peki? Bunu da bilemem. Çocuk yaşımda samimi gelmiş olabilir ama şimdi aynı yerde aynı durumda görsem belki de samimi bulmayacağım. Buradan şuraya geleceğim ki ben kocaman adam oldum, üniversiteli oldum. Yine bir belediye seçimi var önümüzde ama bana hâlâ gerçekçi mesajlarla gelen bir tane aday bile görmedim.

Örneğin ben seçilince gençlerle beraber bisiklet süreceğim diyen başkan adayı görmedim. Beraber kahvede, cafede oturup sohbet edeceğim diyen başkan adayı görmedim. Beraber piknik yapacağız diyen başkan adayı görmedim. Birlikte gezi düzenleyeceğiz diyen başkan adayı görmedim. Beraber maç yapacağız diyen aday görmedim. Birlikte sohbet günleri yapacağız diyen başkan adayı görmedim.

Şimdi diyeceksiniz ki “Yav kardeşim bunlar senin özel hayatın başkanın işi gücü yok gençlerle, yaşlılarla mı gezip tozacak?” E hacı bende sana şunu derim benle bunları yapamayan etkileşim kuramayan bir belediye başkanı benim derdimi, sorunlarımı nasıl öğrenecek nasıl çözüm bulacak? Ben her şikayetimde alacaklı gibi başkanın makamına çıkıp derdimi mi anlatacağım? E oy isterken “Ben de sizden biriyim” diyen başkan adayı, amacına ulaşınca kendisi için “elalem” mi oluyoruz birden bire?

Şimdiki başkanla bisiklet sürmedik mi peki? Sürdük ama bir program icabıydı. Çay bahçesinde oturmadık mı peki? Oturduk ama etrafında bilmem nerenin müdürü, bilmem hangi görevli, kaymakam ve kusura bakmayın ama bir sürü dalkavuk görünümlü adamlar yüzünden iki kelam bile edemedik. Zaten o insanlar sürekli yanındaydı ben olsam oradan kalkar vatandaşın yanına otururdum. Derdini dinlerdim. Ha hiç mi halkın arasına karışmadı peki? Görmedim desem yalan olur. Ama seçim dönemlerinde karıştığı kadar karışmamıştır. Velhasıl kelam kim gelirse gelsin vatandaşa gerçekçi vaatler ve samimiyetiyle gelsin. Bugün “Ben de sizden biriyim” diyen aday seçildikten sonra vatandaşa aristokratlık taslamasın. Tüm adaylardan samimiyet ve gerçekçilik istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz?