NASREDDİN HOCA TURİZM DERNEK YARENLERİ SEZONU KAPATTI

Selam ve sevgilerimi sunar en iyi günlerin sizlerin olmasını dilerim.

         Sıra gösterilerimizi 2015 Kasım ayında buluşmak üzere sezonumuzu kapatmış bulunuyoruz. Şayet özel bir istek bulunduğu taktirde AKŞEHİR'imizin gelenek ve göreneklerini tanıtmak  için her zaman göreve hazır olduğumuzun bilinmesini  isteriz.

           28 Mart 2015 cumartesi günü gösterimize gelerek bizleri onurlandıran  AK PARTİ ilçe Başkanı Sayın Bahadır Örs,sinema ve dizi oyuncusu Mehmet Uslu'ya ve tüm AKŞEHİR'li dostlarıma yarenlerim adına saygı ve şükranlarımı sunarım.

               Halka açık olarak şubatta başladık bu güne kadar 5 gösterimizi sunduk. Bu gösterilerimizde sizlere Nasreddin Hoca Türbesi,İmaret cami,Garp cephesi karargahı vee 5-10 Temmuz Nasreddin Hoca festivalinin meydana gelişi hakkında çeşitli bilgiler verdik. Bu  gösterilerimize devam ettiğimiz sürece de  AKŞEHİR' in önemli tarihi yerlerini, açıklamaya devam edeceğiz.

          Şahsıma sıra yarenliği hakkında çok sorular sorulmaktadır, bunların yalnız bir tanesini sizlere açıklamak isterim.

          Yarenlik hakkında yazılar yazıyorsunuz, bu bilgileri nereden aldınız,yiyenim üniversitede okuyor ve TEZ yapacakmış yardımcı olurmusunuz?

          Benim dedem,dedemin dedesi, babam,ağbeyim ve de yakın çevrem sıra yarenleri idi, ben bu kişiler arasında büyüdüm.küçük yaşlarda sıra topluluklarına gittim ve de 1969 yılında Nasreddin Hoca Meydan sırasınında kurucularındanım, ayrıca Belediye ve Nasreddin Hoca Turizm Dernek sıra yarenleri topluluğunu ben kurdum, halen de Nasreddin Hoca Meydan sıra topluluğunun da görev almaktayım. Bizler yaren iken babam yaşındaki  eski yarenlerden  Mehmet Turgutlu, Muhammer Sonkor,Talat Gönül, Vedat Şensoy, Ömer Gezgin kişiler aramıza katılır hatalarımız olduğu zaman ise düzeltirler bende bu hataları yapmamaya özen gösterirdim,kendilerine çeşitli sorular sorar sıra yarenliği hakkında bilgiler alırdım. 1969 yılından bu güne kadar bir fiil 46 yıllık yarenim.çocukluğumu da katarsak 65 yıldır bu topluluktayım, adeta hamur gibi yuğruldum fakat daha da çok eksikliklerim olabilir, bildiğim kadarı ile AKŞEHİR' li hemşerilerimi aydınlatmaya çalışıyorum.   ilçemiz çocukların dan üniversite de okuyan çok kişiler var, Tarıman Canikoğlu dahil olmak üzere 20 den fazla öğrenci kardeşlerimize sayfalar dolusu yazı ve yeteri kadar yarenlik resimlerinden verdim. Bu kişiler hem derslerini tamamlıyorlar ve de AKŞEHİR'imizin gelenek ve göreneklerini bütün yurt genelinde tanınmasını sağlamaktadır. Bana kim  gelirse gelsin her türlü bilgiyi de öğrendiğim kadar kendilerine veririm.

               Çok iyi hatırlarım 1969 yılından önce gençlik çağlarlarımda 3 sıra topluluğu,kasaba ve köylerimiz de de bu topluluklar bulunuyordu,çok gez bu topluluklara misafir olarak gittim ve bunların neler yaptıklarını gözler bende yapmak isterdim. Nihayet 1969 yılın da da ilk  yarenliğim olmuştur.Şu anda iki yaren topluluğu var, buna da çok karşı çıkan oldu, rekabetten güç çıkar ve yarışma şeklinde geçer,fakat ne yazıkki birbirimizi izleme fırsatları bulamadık nedeni ise Belediye sıra büyüklerinden birisi İnternet     Facebook ta çeşitli yazılar yazmakta,sıra topluluğuma söz getirmem, fakat bana da N.Hoca Turizm Dernek Başkanı susacak ve bir şey yazmayacaksın dedi bende sustum, şayet bu yazmasına devam ederse, ilçemizde neden  2011-2013 yıllarında sıra gösterisi yapılmadı,Sıra tüzük gereği  çok büyük hatası olduğu halde sıra topluluğundan çıkarılmadı, Hollandaya yarenler dururken bir başka kişiler yaren sıfatı ile götürüldü. Belediye sıra topluluğundan 2010 yılında ayrıldım bundan sonra  hatalar meydana gelmiştir. Yetkililerin bundan haberi vardır. Bu yazıları internet ve Focebook yazan sıra yiğitbaşısı Ali Abik'  4X4 lük bir yazıyı yazdıktan sonra sıramızın halkla ilişkiler sorumlusu Yaşar Turgutlu'nun DİKİLEN BİR FİDANIN AĞACA DÖNÜŞÜMÜ  yazısı ile baş başa bırakacağım.

 

                      Sayın   ALİ ABİK  :

                                                   Bilip bilmeden konuşma sakın,

                                                  Herkesi zannetme kendine yakın,

                                                   Birazcıkta olsa ciddiyet takın

                                                  Eline, diline sahip ol.

                                                 

                                           Sağa,sola sataşma öyle,

                                           İki düşün bir söyle,

                                          Madem öyle, işte böyle

                                          Eline,diline sahip ol.

 

                                          Her kes bilir iyiyi, kötüyü,

                                          Fazla yıkarsan sıçratırsın ölüyü,

                                          Açma kutuyu, söyletme kötüyü,

                                         Eline,diline sahip ol.

                                        

                                          Budandıkça iyi üzüm verir asma,

                                         Her şeyi  bilirmiş gibi kendini kasma,

                                         Uyuyan yılanın kuyruğuna basma

                                          Eline, diline sahip ol.

    Bir başka yazımda  buluşmak üzere hoşça kalın. Benden bu günlük bukadar.

                        

            

 

   DİKİLEN BİR FİDANIN AĞACA DÖNÜŞÜMÜ

 

    Yıl  1958 Şimdiki birtek düğün salonunun olduğu yerde Hilmi Alpan amca'nın bakkal dükkanı bulunmaktadır. Bakkal dükkanında  kahve de kavrulup,çekilip satılmaktadır.

     Hilmi amca yaşlı olduğu için dükkanla oğlu Haldun Alpan amca ilgilenmektedir.

    O yıllarda kahve az bulunmakta ve fiyatı da çok yüksektir. Buna çözüm arayan Haldun amca yemeğini yediğimiz nohut dan  kahve yapmayı dener. Nohudu  kavurur,değirmende çeker, hemen, hemen  kahve tadını bulur. Kahvenin adını da iri kocaman anlamına gelen KALLAVİ adını koyar.

    Kahveyi tanıtmak için reklam amacıyla küçük paketler yaptırır, paketlerin üzerine de Nasreddin Hoca'nın  eşeğe ters binmiş resmini koydurur.

   O yıllarda Haldun amca ile babam Bodi Mehmet çok samimi arkadaştırlar.

   Haldun amca babama :

  Mehmet! sana Nasreddin Hoca kıyafeti giydirsek eşeğe  ters bindirsek, heybeye de yeni ürettiğimiz kahveleri doldursak, eşekle dolaşarak ev, ev dağıtır mısın ?  diye sorar.

   Babam :

  Neden olmasın, olur tabii der.

 Sağdan, soldan derleme, toparlama Nasreddin Hoca kıyafeti bulurlar.Kalaycı Salim' inde  boz eşeğini alırlar. Babam giyer elbiseyi, ters biner eşeğe doldurur kahveleri heybeye çıkar yola.

   ( Biz erkanı usulü iyi biliriz ) diyerek ilk olarak o zamanki kaymakamımız olan  H.Ali Özer beyin kapısını çalar. Kaymakam beyimizin eşi Nasreddin Hoca'yı kapıda görünce çok şaşırır,Akşam olanları Kaymakam beye anlatır.Bu yapılanlar kaymakam  beyin çok hoşuna gider.Ertesi gün Haldun amca ile beraber babamı yanına çağırır.

--- Nasreddin Hoca AKŞEHİR' in  simgesidir.  Nasreddin Hoca güldüren, güldürürken düşündüren bir halk bilgesidir. Bundan sonra  her yıl AKŞEHİR'  e  yakışır bir şekilde şenlik yapalım,sizde bize yardımcı  olun der. Haldun amca ile babam kabul ederler.

      21 Haziran 1959 yılında sadece bir gün Nasreddin  Hoca günü olarak kutlanmıştır. yine 1959  yılında  Nasreddin Hoca Derneği kurulmuş ve o yıldan itibaren şenlikleri Nasreddin Hoca Derneği tertiplemiştir. 1960-1961-1962 yıllarında 21-22-23 Haziran günlerinde Nasreddin  hoca şenlikleri yapılmış, 1963 yılında 5-10 Temmuz Nasreddin  Hoca şenlikleri olarak kutlanmıştır. 1973 yılında ULUSAL , 1974 yılından  itibarken de Uluslar arası nitelik kazanmıştır.

     Dikilen bir fidan ağaca dönüşmüş, bu ağacın kökü tüm dünyayı sarmıştır.

    Her ne sebeble olursa olsun, bu güne kadar temsili Nasreddin  Hoca olan herkesin öbür dünyaya göç edenlerine Allahtan rahmet,hayatta olanlarına da sağlıklı bir uzun ömür dileriz.

 

              FİNAL  MAÇI

Nihayet geldik sıramızın sonuna,

El koyduk eşimizin rujuna,anamızın donuna.

Buluşuruz inşaallah  aralığın onuna.

Her şey AKŞEHİR  için.

 

Geçmişimizden demetler sunduk,

Folklor suyu ile yunduk.

Kuliste giyindik,soyunduk

Her şey AKŞEHİR için.

 

Toplantılar yaptık, çalıştık.

Kurallara zor da olsa alıştık.

Aşure çorbası gibi karıştık.

Her şey AKŞEHİR için.

Çalıştık,çabaladık,elimizden  geleni yaptık,

Arkadaşlık, dostluk duygusunu kaptık.

Bildiklerimize biraz eklemeler kattık.

Her şey  AKŞEHİR için.

 

Biz Nasreddin  Hoca torunlarıyız,

Çorbaya atıyoruz  biraz biber, biraz tuz,

Fark etmez sayımız 9 veya 30

Her şey AKŞEHİR  için.

 

Bazen yazdık, bazen okuduk.

Kültür Merkezi ile Öğretmen evi arası mekik dokuduk,

Hiç bir zaman yılmadık hep ayakta durduk.

Her şey AKŞEHİR  için.

 

Birinci görev nizam ve intizama uymak,

Hoşumuza gidiyor olumlu,olumsuz tepkiler almak.

Dileğimiz her zaman ayakta kalmak.

Her şey  AKŞEHİR için.

 

Çay kenarına kurulur ilçemizin pazarı,

Yok mu bu memleketin okuru yazarı,

AKŞEHİR' dedir Nasreddin Hocanın mezarı,

Her şey  AKŞEHİR için.

 

Arzumuz devam etsin bu gelenek,

Yıldıramaz bizi ne topuz, ne değnek

Arkamızda duruyor dev gibi dernek.

Her şey  Akşehir için.

 

 

 

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }