Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrasında dövize endeksli faiz açıklaması, gökten bırakılan elmanın hızından bile çok daha hızlı düşen döviz, fırsatçı ve rantçı olmayan herkesi ziyadesiyle memnun etti.

Ülkenin en ücra köşelerine dahi şube açan malum ulusal marketler, piyasalardaki istikrarsızlığı fırsata çevirerek, dövizdeki anlaşılmaz yükselişi dahi sollayarak, yüzde üç yüzlere varan zamlar yapmaktan imtina etmediler.

Marketler ara sıra denetlenmelerine ve ceza tehditlerine aldırmadan, yüksek kar marjlarından taviz vermeyerek devasa paralar kazandılar. Nadiren de olsa cezalar yazıldı ama o iş yerlerinin kapısına; “BU İŞ YERİ FAHİŞ FİYAT UYGULADIĞINDAN .... SAAT ya da .... GÜN KAPATILMIŞTIR” afişi asılmış olsaydı, çok daha fazla caydırıcılığı olurdu.

Bu devler sadece tüketiciye zulmetmiyorlar, tedarikçilerine de zalimlik yapıyorlar. Raflarına koydukları ürünlerin çok adetli ve hacimli olmasından dolayı, nakit sattıkları ürünlerin üreticilerine hiç sıkılmadan vade yazdıkları yetmiyormuş gibi bir de cüzi karlar vererek, üreticilere emeklerinin karşılığını kazandırmıyorlar.

Onların amacı; üreticinin makineleri bizim için çalışsın, personel maaşlarını ödesin, sadece ayakta kalsın yeter, tüketici de boğuluncaya kadar sağlıksız da olsa yesin, mantığındalar.

Demokrasinin olduğu her yerde nasıl en büyük silah sandık ise, alışverişin olduğu yerde de en büyük koz, sizlerin tercih hakkınızın olmasıdır.

Ülkemizde, tabii ki istisnalar hariç söylüyorum, bir iki yıl değil 5-10 yıl bile kıyafet almasanız ihtiyaç duymazsınız.

Taze ürün ve sebze meyve hariç, kuru gıdalar için söylüyorum, belki 6 ay markete gitmeseniz, mutfağınızda yine yemek eksik olmaz.

Haklı olarak tepki gösterenler, sadece laf üretmeyin icraata geçin. Herkesi samimi olmaya davet ediyorum; hadi buyurun, iradenizi gösterin!

En temel ürünler hariç, 6 ay demiyorum sadece bir kaç hafta almayın. Alıştığınız malum marketlerden ayağınızı kesin, önceliğiniz bakkallar yoksa yerel marketler olsun ve sadece elzem ihtiyaçlarınızı alın.

Malum marketlere kararlılığınızı göstermek için uğrayın ama zafiyet göstermeyin. Kamera kayıtlarından girip çıktığınızı görsünler, çalışan emekçi arkadaşlarımıza da PAHALI OLDUĞU İÇİN ALMIYORUM, ARTIK SÖZ BİTTİ BOYKOT EDİYORUM, diyerek çıkıp gidin.

Onların zafiyetleri sıcak paradır, ciroları düştüğünde karlarından nasıl fedakarlık ettiklerini, emin olun hep birlikte göreceğiz. Yeter ki sabırlı olun, onlar için karlılığı en yüksek olan fakat sizin için olmasa da olur dediğiniz ürünlerini, raflarında tozlanmaya bırakın.

Adam gece vakti üst katta tadilat yapan komşusunu uyarmasına rağmen, komşu rahatsızlık vermeye devam eder. Adam polisi arar ve polis geldiğinde, tadilat hala devam ediyordur. Polis “Şikayetçi misiniz?” diye sorar, tabii ki evet cevabını alınca, “O halde buyurun karakola, şikayetinizi yazılı olarak alacağız” der. Memur bey, ben şikayetimden vazgeçtim, bu saatte şunun şurasında komşuyuz demenize benzemesin; ya şikayet etmeyin ya da şikayetinizin arkasında durun.

İnanın; sizin boykot görüntüleriniz ve şubelerin düşen cirolarına ait raporlar, aynı hafta yöneticilerin masalarında olacaktır.

Hep başkalarından medet beklemeyin, siz de taşın altına elinizi koyun ve her konuda, hak edenlere hadlerini bildirin.