19 Mayıs 1919’da vatanın makus talihini yenerek yedi düvel düşmanı denize dökmek için Samsun’a bir güneş gibi Mustafa Kemal Paşa doğmuştu. Böylece başlayan Kurtuluş Savaşı, 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun İzmir’e girmesi ile zaferle sonuçlanmıştı. İşte bu son günde kahpe Yunanın kahpe bir kurşunu ile bir Akşehirli, son şehit olmuştu.

Düşmanı vatandan tamamen temizlemek amacıyla düzenlenecek Büyük Taarruza hazırlık Akşehir’de dokuz ay on gün sürmüştü. Artık Akşehir’den kağnılar Afyon’a doğru harekete geçmişti. Tarih 24 Ağustos 1922 idi. İki gün sonra Türk Ordusu, ulu önder Mustafa Kemal’in önderliğinde işgalci Yunan ordusuna saldırdı. Dört günde Yunanlılar bozguna uğramışlardı. Özellikle Fahreddin Paşa kumandasındaki Türk süvarileri düşmanı şaşkına çevirmişlerdi. Nereden çıktıkları belli olmuyordu. Yunan askerleri kaçacak yer bulamıyorlardı.

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül 1922 tarihinde Türk ulusunun kaderini değiştiren emrini verir; “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!..” Bu tarihi emrin ardından süvariler bir an önce İzmir’e ulaşmak için düşmanla çatışa çatışa yola koyulurlar. İşte bu süvarilerin en önünde gidenlerden biri de Akşehirli Bekiroğlu Mehmet Çavuş idi. Mehmet Çavuş bir an Başkumandanın (Atatürk'ün) verdiği Akdeniz hedefine ilk ulaşanın kendisi olduğunu düşünmüş ve çok heyecanlanmıştı. Tümeninin en önünde gidiyordu. Arkadan gelen tümeni de kendisine yetişiyor, hep beraber ilerlemeye devam ediyorlardı. Öyle bir gidiyorlardı ki yemek yemeğe dahi vakit bulamıyorlardı. Atların yem yemeden bu yürüyüşe nasıl tahammül ettiklerini hayretle karşılıyorlardı. Süvarilerin at üzerinde kaba etleri yara olmuştu. Fakat bunu aldırış eden tek Türk askeri yoktu. Heyecan içinde bir an evvel İzmir'e kavuşmak istiyorlardı.

9 Eylül 1922 sabahı. Ortalık henüz ağarmaktadır. Sabuncubel'e ilerleyen 2.tümen 4.alayının 2.bölüğünden askerler düşmanın buralardan kaçmış olduğunu görerek derin bir nefes aldı. Sabah güneşinin tatlı ışıkları altında bir tablo gibi beliren güzel İzmir ve önündeki mavi suları ile Ege'de Türk insanını tek rahatsız eden körfezdeki yabancı savaş gemileri idi. İçlerinde Akşehirli Mehmet Çavuş’un olduğu askerler heyecanla İzmir’e doğru gitmek istiyorlardı. Dördüncü Alay Kumandan Vekili Yüzbaşı Şerafeddin Bey, sokaklardan geçerken Yunan evlerinden süvarilerin bir ateşe uğramaması için tedbir olarak sekiz erin ellerinde tüfek, yaya olarak en önde yürümesine karar verdi. Gönüllü bu sekiz erden biri de Akşehirli Mehmet Çavuş idi. Mehmet Çavuş korkusuzca en önde İzmir’e doğru koşuyordu. Halkapınar'dan geçerek Basmahane istikametinde ilerleyeceklerdi. Öndeki yaya sekiz asker Halkapınar köprüsünü geçip Punta'daki Tuzakoğlu Un Fabrikasına yaklaşınca fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğradılar, sekiz askerden dördü yere serildi. Arkadan gelen süvari kuvvetleri fabrikaya girerek Yunan askerlerini imha etmişti.

Yere serilen askerlerin mübarek vücutları birer ok gibi başları İzmir'e doğru yatıyor ve sanki diğer askerlere 'durmayın ilerleyin' diyordu. Yol kenarına alınan askerlerin üçü hemen oracıkta dördüncüsü de kaldırıldığı hastanede şehit olmuştu. Diğer askerler şehitlere Fatiha okuyarak üzüntüyle yoluna devam ettiler. Son nefeslerinde “Vatan ve Namus” dedikleri duyulmuştu. İzmir'in kucağına girdikleri anda can veren askerlerin isimleri şöyle idi: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömer oğlu Hakkı (Sarıarslan), Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit Mehmet ve İzmirli Bekir oğlu Veyis. İzmir’e ilk olarak girip Kadifekale’ye şanlı Türk bayrağını çekmek isteyen Akşehirli Bekiroğlu Mehmet Çavuş, Kurtuluş Savaşının son şehitlerinden biri olmuştu. Bekiroğlu Mehmet, Akşehir'in Mamureltülhamid (Hamidiye) köyündendi ve 2.tümen 4.alayının 2.bölüğünde çavuş idi.

Kanlarını akıttıkları kutsal vatan toprağına hemen orada defnedildiler. Bu kahramanlarımızın ruhlarını İzmir halkı oracıkta, Halkapınar'da yaptırdığı bir anıt kabirle ölümsüzleştirmiştir. Şehitlerin son sözü olan “Vatan ve Namus” kelimeleri anıta işlendiği için “VATAN NAMUS ANITI” olarak bilinen bu anıt 1927 yılında, Aziz Akyürek'in belediye başkanlığı zamanında yapıldı. Yıllar içinde bakımsız kalan anıtın; ilki 1961, ikincisi ise 1996 yılında yeniden düzenlemeleri yapılmıştı. Anıt, 2007 yılında Konak Belediyesi tarafından yapılan iyileştirme çalışması sonucu 18 Mart 2007 tarihinde törenle açılmıştır.

Böylece şehitlik, şehitlerimize yakışan yeni bir görünüm kazanmış oldu. Şehitlikteki "Akşehirli Bekir oğlu Mehmet Çavuş" yazısı da Akşehirlilere haklı bir gurur veriyor.

Not 1-Sözcü Gazetesinde Yılmaz Özdil bu şehidin adını “Akşehirli Hakkı” olarak yazmıştır. Bu ad karıştırılmıştır. Doğrusu “Akşehirli Bekiroğlu Mehmet Çavuş” tur.

Not 2- Rahmetli Ahmet Şener amcamın 19 Mayıs 1953 tarihinde kurmuş olduğu “Pervasız Gazetesi”nin kuruluş yıl dönümünü kutluyorum. 100. yılında 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyor, başta Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehitleri rahmet ve minnetle anıyorum.