Mevlana’nın İstanbul’da anılması çerçevesinde düzenlenen törene dair Bakanlığın resmi internet sitesinde yar alan açıklamasında, Mevlana’nın ölümü, dünya gurbetinden kurtuluş, vuslata eriş olarak ifade ettiğini belirten Bakan Ersoy, değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

“Ölümün, ruhun hürriyete kavuşup hakiki bir ölümsüzlük ve ikbale gidiş olduğunu bildirir. Bu vesileyle her vefat yıl dönümünde Şeb-i Arus törenleri vesilesiyle bir araya geliyor, Mevlana’nın çağları aşan sesine kulak vermeye çalışıyoruz. Sevgiyi, saygıyı, bir ve beraber olmayı, kardeşliği merkeze alan öğretisiyle yaşadığımız toprakları manevi açıdan zenginleştiren Mevlana Hazretleri'nin mirası bugün Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan bir rehber haline gelmiştir.

Mevlana’nın asırlar öncesinde kaleme aldığı eserleri, bugün bütün dünyada karşılık buluyor, gönüllere hayat bahşeden nefesi hala tazeliğini koruyor. Onun, “Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et. Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar” sözü, evrensel ahlak anlayışının ve insanlığa yaptığı çağrının ne kadar güçlü olduğunun kanıtıdır. Böyle ulvi bir şahsiyetle aynı coğrafyada kader birliği yapmak, onun elleriyle yeşerttiği medeniyet çınarının gölgesinde yetişmek, bu toprağın çocukları olan bizler için ne kadar büyük bir bahtiyarlık. Bu mutluluğu hayatımızın pratiğine yansıtmamız ise ancak doğru bir Mevlana tasavvuru ile mümkün olabilir. Bu konuda aslında çok şanslıyız. Çünkü dünyada Mevlana kadar hakkında geniş bir literatür bulunan çok az insan vardır. Bu kaynak zenginliği bize Mevlana’yı en doğru bir şekilde anlamamız noktasında büyük bir imkan sunuyor.

Mevlana’ya her kesimden insan derin bir saygı ve sevgi duyuyor ancak bu sevgiyi kuru bir sevginin ötesine taşıyıp, onun anlam dünyasına dahil olmak ve onun evrensel çağrısına uygun bir hayat tasavvur ve inşa etmemiz gerekmez mi? Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi anmak, 700 yıl önce yaşamış bir tarihsel şahsiyeti anmanın ötesinde onu her yönüyle anlamak ve bu çağa taşımakla ancak mümkün olabilir kanaatindeyim. Çünkü insanlık bugün her zamankinden daha çok onun merhamet ve muhabbet çağrısına ihtiyaç duyuyor. Zulmün, adaletsizliğin, savaşların kasıp kavurduğu bu çağ yangının ateşini, Mevlana gibi, Yunus gibi manevi önderlerimizin barış ve kardeşlik çağrısına kulak vererek söndürebiliriz.”

Süryani, Yahudi, Rum ve Ermeni cemaatleri dini liderleri de törendeydi

Törende, Mehmet Fatih Çıtlak’ın postnişinliğinde, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu sanatçılarından Tasavvuf, İrfan ve Meydan Meşkleri Topluluğu yer aldı. Türkiye Süryani Katolik Patrik Genel Vekili Orhan Çanlı, İstanbul ve Ankara Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri ve Patrik Vekili Yusuf Çetin, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Hahambaşı İsak Haleva ve Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan da törene katılanlar arasındaydı.