Cadde ve sokaklarda sabit park halindeki araçlar hepimizin dikkatini çekiyor ve buna da kimse engel olmuyor.

Hatta bazıları işi o kadar abartıyor ki; Biçerdöver, TIR, Kamyon, Traktör, Römork gibi şehir içine girmesi yasak olan araçları dahi, yol kenarlarına park edilmiş halde görüyorsunuz.

Apartman ya da sitelerin kendilerine ait garaj ve park alanları olmasına rağmen, buraların başka amaçlar için kullanılmasından dolayı, yine bir çok araç sokakları işgal ediyor.

Eskiden uzak mahallelerde dolaşan köpek sürüleri, artık caddelerde değil şehrin ortasında caka satıyorlar. Hayvanlar, insanlarla birlikte sosyal alanda birlikte yaşamaya alışacak diyorlar. Bunu diyenlerin resmi kurum bahçelerinde de köpek sürüleri dolaşıyor mu acaba diye, merak ediyorum.

Şehrin merkezinde onlarca köpek etrafınızda dolaşıyor. Bugün için size saldırmasa bile, birbirleriyle boğuşuyor olmaları, insanları fazlasıyla tedirgin ediyor. Köpekler kızgınlık dönemlerinde, yetişkin  ya da bir çocuğa saldırmış olsalar, acaba o köpeklerden insanları kim koruyacak?

Bu tür saldırılarda yaralananlar olduğunu, hatta ölümle sonuçlanan vakaları zaman zaman okuyoruz. Zarar görüldükten sonra değil, mağduriyet oluşmadan çözümler üretilmelidir. Vatandaşın “her canlı ait olduğu yerde yaşamalı” sözüne katılıyorum.

Cenaze namazının kılındığı alan olarak da bilinen Nasreddin Hoca meydanından, yağmurlu havalarda kesinlikle geçmeyin. Batmadık ne pantolon paçanız, ne eteğiniz, ne çorabınız, ne de ayakkabınız kalır.

Her 5-10 Temmuz öncesinde idareten tadilatı yapılan taşlar, kısa süre sonra eskisinden daha kötü duruma dönüşüyor. Bu tür ihale işlerini alanlarla yapanların farklı kişiler olmasından mıdır nedir, şehrin her yerindeki kaldırımlar şakır şakır oynuyor.

Artık yolların berbatlığından dolayı sürücüler, ön düzeni bozuk araçları kullanmaya alıştılar. Zinhar kaldırımlarda yürürken dikkat edin, alimallah ayak bileğinizin bir anda burkulduğunu görürsünüz.

“Hurdacııı!” diye yapılan anonsu duymayanınız yoktur sanıyorum. Cumartesi Pazar demeden sabahın erken saatlerinde, sokak sokak gezen yabancı plakalı araçlar, yetkililer hariç artık herkesi bıktırdı. Bunlardan bazıları, sizin elinizdeki hurdaya az çok para vererek, sahipsiz gördüğünü de arabasına aktararak, memlekette hurda bırakmadılar.

Kastamonu'dan sarımsak, Aydın'dan zeytinyağı, Afyon'dan patates, Isparta'dan ceviz, Uşak'tan battaniye, Urfa'dan küçük el aletleri, Konya merkezden çakma tekstil ürünlerinin satışına engel olunmasından vazgeçtik, hiç olmazsa sağlık, hijyen, fatura gibi sorgulamalar yapılsın. En azından bu sorgulamalarla,  sahipsiz bir şehir görünümünden kurtulur ve gayri ticarete engel olunmaya çalışılmış olur.

Şehrin merkezindeki bazı alan ve yolların kenarlarına çöp ve moloz döküldüğüne şahit oluyorsunuz. Yasak olmasına rağmen dökülen bu atıklardan, anında zabıtayı haberdar etmiş olsanız da ekip gelene kadar kural tanımaz vatandaş, çoktan orayı terk etmiş oluyor.

Dolayısıyla çöp döküldüğü yerde, dökenin de yanına kâr kalıyor.