Ülkemizde kanto denilince ilk akla gelen isim olan Nurhan Damcıoğlu’nun 2018 yılı Mayıs ayında, İzmir Küçük Kulüp’te İZGEP üyeleriyle yaptığı söyleşiye ilişkin izlenimler.

İzmir’in kültür sanat hayatına yön veren İZGEP’in konuğu Nurhan Damcıoğlu; sanat hayatına, tiyatroya, kantoya olan sevgisini anlattı. İzmir kentinin, sanatçının dünyasındaki yerine de değinen Nurhan Damcıoğlu; “Sanat hayatımın en güzel günleri İzmir’de geçti. Yıllar boyu İzmir Fuarı’nda sahneye çıktım. Bunlar anılarımda silinmeyecek izler bıraktı. Yaşantımda İzmir’in ayrı bir yeri olduğundan bu güzel kente yerleştim. Amacım İzmir’in güzel insanlarıyla daha yakın olmaktı. Sanatımı yapacağım, genç kuşaklara da sevdirmeye çalışacağım. Bunun için her türlü çalışamaya hazırım” dedi.

İZGEP Başkanı Ulvi Puğ da konuşmasında; “Böyle bir değerle birlikte olmak bizleri çok mutlu etti. Nurhan Hanım, çok alçak gönüllü birisi. Kendisinin severek, isteyerek, koşarak geldiği bir şehir de ona sahip çıkacaktır. Bizler kültür, sanat adına değerli sanatçımızdan kuşkusuz yaralanacağız. Sanatsal etkinliklerde deneyimlerinden yararlanıp İzmir’de yaşayan ünlü kantocumuza oyunlarımızda yer vereceğiz. Yerel yönetimlerin kendisinden yararlanmaları, ülkemizin kültürü açısından çok önemlidir” ifadelerine yer verdi.

Ünlü kantocuyla tanışıklığımız çok eskilere dayanır. Siyah beyaz televizyon ekranlarındaki kıvrak kantolarını kim hatırlamaz. Onun da ötesinde Damcıoğlu ile aynı sahneyi paylaştık. Ortaokul, lise yıllarımızda yaz tatillerinde bir iş bulup çalışırdık. Emek vererek para kazanmak kutsaldı bizler için. Mahallece fuar döneminde gazinolarda çalışırdık. Kazanmaktan çok insan tanımak, işvereni tanımak açısından önemliydi bizler açısından. O yıllarda sanatçıları görmek, yakından tanımak pek kolay değildi. Gazinolarda çalışırken bunu rahatlıkla geçekleştirebilirdik. Konuşur, işlerine yardımcı olurduk. Su isterse severek götürürdük.

Manolya Aile Gazinosu’nda çalışıyorduk. Kadro çok zengindi; Zeki Müren, Barış Manço, Nilüfer, Nurhan Damcıoğlu, Özay Gönlüm, daha başka sanatçılar da vardı. Bir gün prova alıyorlardı. Damcıoğlu’nu elektrik çarptı. Sadece sarsılmış, yere düşürmüştü. Su götürmüştük. Durumu iyiydi.

İZGEP toplantısında söz aldım. Nurhan Hanım, sizinle aynı sahneyi paylaştık, dedim. Ünlü kantocu, yüzüme baktı, evet, evet, dedi. O yıllardaki gazinoda yaşananları anlattım. Evet diyordu hepsine. Sözüm bitince çok samimi bir çehreyle bana sordu. “Siz ne icra ediyordunuz?”

Ben de gayet açık bir dille seslendirdim. Fuarda gazoz ve minder satıyordum, deyince beni dikkatle dinleyenlerden bir kahkaha tufanı yükseldi. Nurhan Hanım da gülümsemeye çalışıyor ama ne diyeceğini de bilemiyordu. Belki de içinden, çattık deliye, diyordu. O gün kahkaha, gırgır derken Nurhan Hanımla dost olmuştuk.

Birkaç etkinliğine gittim. Devlet Senfoniyle güzel programlar yaptılar. Artık benim sahne arkadaşımdı. Birbirimize öyle sesleniyorduk. Foça Belediyesi’nin şenliklerinde yine birlikteydik. Gecenin geç saatlerine dek sürmüştü. Bu kadar içten, yapmacıksız, hayat dolu, neşeli insan az görmüştüm. Nurhan Damcıoğlu, sahne arkadaşım, çok güzel bir insandır. Anlatayım istedim.