Kıymetli Pervasız Dostları;

 

            Şanlı tarihimizi incelediğimizde; pek çok zaferle karşılaşırız. Bu zaferlerin başında elbette fetihler büyük öneme sahiptir. Mekke’nin fethi, Malazgirt Meydan Muharebesi, İstanbul’un fethi ve Çanakkale zaferi gibi.

Arapça kökenli bir kelime olan fetih; açma, alma, zapt etme anlamlarına gelmektedir. Tarih terimi olarak ise; Bir kent ya da ülkeyi düşman elinden savaşla alma demektir.

Dini terminolojide ise cihat ruhu esas alınarak; Hakk’a gönülden bağlı kahramanların yazdığı bir destan olarak değerlendirilebilir.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer anlıyorsanız bu sizin için daha hayırlıdır.”(Tevbe Sûresi 41.ayet) buyuruyor. Peygamberimiz (s.a.v.) de bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor. “Allah’ın sözü ve dini üstün olsun diye savaşan kimse, Allah yolunda savaşmış olur.” Bu anlayıştan ötürüdür ki, ecdadımız inancı ve imanı gereği düşman coğrafyasından önce, gönülleri fethetmişlerdir. Gönül erleri, Alperenler fetih ruhunu bizlere işaret etmişlerdir. Bizler de bu kutlu ecdadın evlatları olarak, ecdadımızı kutlu kılan değerlere kalplerimizi fethettirmekle; diğer milletlere örnek olarak yürekleri, gönülleri fethetmeliyiz.

            Bugün de Yüce Resulümüzün müjdesi olarak gerçekleşmiş,   İstanbul'un Fethi'nin 559. yıldönümünün aşk ve heyecanını yaşıyoruz.

            Saygıdeğer Okuyucularım! Şunu açıkça belirtelim ki; Fetih, asla bir işgal değildir. Tüm insanlığı sevgi ve özgürlük diyarına taşıma ülküsüdür. Mutluluğa kanat çırpmaktır. Kilitlenmiş gönüllerin açılması, ancak fetih ile gerçekleşir. Zaten yukarıda ifade ettiğimiz üzere fetih de "açma", "başlatma" anlamlarına geliyor. Elbette ki muhabbet ve gönül fedaileri olmadan fetih olmaz. Serdengeçtiler artmadıkça ve can feda edilmedikçe İslam yayılmaz. Uğrunda ölünebilen davalar ebedî olarak yaşar.   Buhranların,menfaatlerin ve maddiyatın hüküm sürdüğü bir dünyada fetih ruhuna o kadar muhtacız ki... Fetih anlayışı, insanımıza sıçrama gücü ve moral kazandıracak, azim ve fedakârlık duygularını canlı tutacaktır.

Tarihte 11 kez kuşatılmasına rağmen İstanbul’un fethedilemeyişi, fethin de hidayet gibi Allah’ın nasibiyle mümkün olabileceği gerçeğine işaret ediyor olmasındandır.                                                               

Güzel İstanbul’umuz Fetihten önce 22 kere kuşatılmış, bu kuşatmanın 11'i Müslümanlar, 11'i ise diğer kavimler tarafından gerçekleştirilmiştir.                                .

Bizler de her karış toprağı şehit kanı ile sulanmış bu cennet vatanımızın kıymetini bilmeliyiz. Nesillerimizi, “yarınlarımızın teminatları” düşüncesiyle Fatihler gibi imanlı ve vatan-millet sevgisiyle yetiştirmeliyiz. Topraklarımızı bölüp parçalamak isteyen düşmanlarımıza ancak bu şekilde dur deriz.                                                                             Millet olarak, genç nesle zafer ve başarılarımızı yeteri kadar anlatabildiğimizi söyleyemeyiz. Eğer; Çanakkale, İstanbul, Preveze, Mohaç, Varna gibi zaferlerin birini Batılılar gerçekleştirmiş olsaydı, bu başarısını yeni nesle anlata anlata bitiremezdi. Bize düşen; "Fatih ruhu"nu genç nesle taşımak ve yaşanmaya değer hayatın ne olduğunu göstermektir.

İstanbul'un Fethi'nin 559. yıldönümü, tüm milletimiz ve insanlık için hayırlara vesile olsun ve genç nesil "Fetih Ruhu"ndan mahrum kalmasın.

Bu vesileyle, vatan ve mukaddesat uğruna canlarını feda eden fetih erlerine,Alperenlere Allah’tan rahmet diliyoruz.İstanbul’un fethi’nin 559.yıldönümü kutlu olsun….