19. Yüzyılda tüm Avrupa’ya yayılan Türk halısı çılgınlığı,  halı üretiminin İsparta'da yaygınlaşmasına neden olur. Isparta halıcığının gelişmesinin kahramanı Akşehirli bir Ermeni olan ve Isparta’ya sürgüne gönderilen Akşehirli Haçik Usta'dır.

            12. yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşmeye başlayan Türkmen gruplar, Antalya’dan başlayarak Torosların iç kesimlerine, Burdur, Isparta, Akşehir, Konya ve Afyonkarahisar çevrelerine yayılan alanda yoğun bir hayvancılık üretimi yapıyorlardı. Dağlık kesimlerde keçi, daha düz alanlar ve ovalarda koyun yetiştiriciliği yapan halkın ürettiği yünler hem giysi hem de dokumacılık için kullanılıyordu.

            Türk boylarının Asya’dan getirdiği  köklü halı dokuma  kültür mirası, Anadolulu Rumların ve Ermenilerin de emeğiyle harmanlanarak 19. Yüzyılın sonundan itibaren dünyanın en büyük üretim organizasyonlarından birini kurmuştu. Kent merkezinden dağ köylerine kadar binlerce evde, birbirinden bağımsız kadınlı erkekli dokumacılar; adeta büyük bir fabrikanın üniteleri gibi halı üretiyordu. Dokumacılar için neredeyse her evin alt katına ya da bir köşesine ‘halılık’ adı verilen bir oda ekleniyordu.

            1895’lerde Fransızlar, Osmanlı’dan alacaklarını tahsil için “Reji Muhasebeciliği” adıyla bir teşkilat kurarlar. Bu teşkilatlara idareci olarak Osmanlı Ermenileri’ni tayin ederler. Akşehir bölgesinde de bir Akşehirli Ermeni olan Hacik Usta adlı birisini Fransızlar, Akşehir bölgesinin Reji Muhasebecisi olarak görevlendirirler.

            Hacik Usta, Akşehir üretici köylüleriyle anlaşamaz. Bir şekilde Osmanlı idaresi Hacik Ustayı Isparta Sancağı’na sürgüne gönderir. Bu dönem Isparta Sancağında halıcılığın küçük adımlarla ilerlediği bir dönemdi. Çok zeki olan Ermeni asıllı Hacik Usta, Isparta da Acemler Hanı olarak bilinen Kurtuluş mahallesindeki Isparta Acem esnafın (Ermeni) bulunduğu yerde çok yönlü uğraşılar içine girer.

            Bu arada Akşehirli Haçık Usta, Isparta Sancağı Mevlâna Dergâhı’nda Mevlevî dedesi Süleyman Hoca’dan İslâm müziği içerikli kudüm (usül verme davulu, çalgı) dersleri alır. Diğer zamanlarda da gelişmekte olan Isparta halıcılığının ilerlemesi yolunda kafa yorar. Türkmen oymaklarının koyun kırpma makasını geliştirerek yeni halı makası icat eder. Bundan dolayı o dönemin Padişahı Abdülhamid Han’ ın bilgisi dahilin de bu buluşu için ödül ve berat verilir. Böylece kırpık kesimlerden dolayı inişli yokuşlu, düzgün olmayan yüzeyleri düzgünleşen Isparta halıları, Osmanlı eyaletlerinde özellikle bütün Avrupa'da aranır olmuştu. Aldığı ödülle Isparta da halı atölyeleri açan Akşehirli Hacik Usta işi genişletir, rekabete girer, daha kaliteli halı üretmeye başlar. Kazancıyla daha da işini genişleten Hacik Usta katkıda bulunarak  Isparta'da Müslüman, Rum, Ermeni kızlarına halı dokuma kursları verdirir.

            Kızlara kurs verenler arasında Hacı Emine adlı ve halk arasında Erkek Emine olarak bilinen Müsliman bir kadın vardı. İzmir’de oturan ünlü tüccar Agopoğlu ağanın eşi bu Hacı Emine Hatun’un kardeşi idi. Akşehirli Haçık Usta, tüccar Agopoğlu ile ilişki kurar.

            Tüccar Agopoğlu, Şark Halı Kumpanyası şirketinin İzmir temsilcisidir. Bu şirket  geleneksel Türk halıcılığının gelişmesinde önemli rol oynayan Londra merkezli büyük bir şirketti. Daha önce aracılar eliyle Batı Avrupa pazarına ulaştırdığı Türk halılarını, doğrudan temin etmek isteyen şirket harekete geçti. 1907’de İstanbul’da, 1908’de ise İzmir’de şubeler açan ve tam adı ‘Oriental Carpet Manufacturers’ olan, Türkiye’deki adıyla Şark Halı Kumpanyası'nın İsparta müdürlüğünü Akşehirli Haçık Usta üstlendi. Bu şirket sayesinde, halıcılık köylere kadar yayılmış. Haçik ustanın yardımlarıyla köylerdeki kerpiç yapıdaki küçük mescidlerin yerine taştan, tuğladan camiler yapılmaya başlanmış.

            Isparta sancağı köy ve nahiyelerinde Hacik Usta efsaneleşmişti. Köylerdeki halı tezgâhlarını denetlemeye giden Hacik usta yanında köy çocukları için dokuma keseleri içine konmuş cerez, ipşekerler ile Isparta Hatipoğlu Medresesi hocalarını elle yazdırdığı Arağça (Osmanlıca) ayet ve surelerden oluşan kitapçıklar götürüyor. Çocuklara halı dokumayı özendiriyor. Yolun geliş yönünde uzaktan bir katır kalabalığı görülse; “Desturrrr! Müslim Hacik Ağa geliyor” şakalarıyla çocuklar dillerinden düşürmüyorlardı. Bu arada Haçık Usta sürgün gönderildiği memleketi Akşehir'i unutmamış, orayada bir acenta açmıştı.

            Ancak Avrupalı halı alıcısı tüccarlar yardımcı olması amacıyla Paris ve Viyana’dan Türkçe-Ermenice, Fransızca bilen kişlerle bağ kurulmuşlar. Bu kişiler Osmanlı devletini yıkma hevesindeki adı konmamış Ermeni oluşumların içindeki karanlık kişiler olduğu için koskoca şirketin peşin paraları halı alıcılarından alıp Şark Halı şirketi çalışanı memurlara verileceği yerde bu paraları Kanada’daki Ermeni yardım derneklerine aktarıldılar ve Şark Halı Kumpanyası’ nın batmasına neden oldular.

            Yüzlerce genç alacaklı halı dokuyucusu emeklerinin karşılığı paraları alamazlar. Kerpiç yapıdan taş ve tuğla mimarlığa umutla geçmek isteyen çok sayıdaki köy mescidlerine yardımlar yapılamaz. Isparta ticareti dumura uğrar.  Müslümanlık Mevlevî öğretileriyle memleketsever haline gelen Akşehirli Haçık Usta ülke kalkınması için çabalarlar harcarken başka bir dış Ermeni grubu ise hainlik içinde idiler.

            Çoğu kez olduğu gibi Akşehir kendi insanının değerini bilememiş ve onu Isparta'ya kaptırmış, o da Isparta halıcılığının dünya tarafından tanınmasına katkı koymuştur.

Kaynaklar:

            1-Isparta Lozan Mübadilleri Dernek başkanı Ömer Konuk’un arkadaşı: Yunanistan Selanik-Serez’ den Isparta Rum torun Minas Küfüncüoğlu anlatıları. Araştrm: Bayram AYGÜN: Emekli Öğretm-Köşe yazarı Temmuz. 2017 Isparta http://www.burdurilkadim.com/yazar-usta-usta-hacik-usta-.-251.html

            2-http://ispartaninkokusu.com.tr/?tag=ispartali-rumlar 30.07.2018

            3- Yusuf Yavuz, odatv.com/100-bin-kisilik-ordu-nasil-tarih-oldu- 04031806.html 30.07.2018