Türk kültürünün ve geleneğinin en önemli mizah ustalarından ve bilgelerinden biri olan Nasreddin Hoca ile ilgili ilk Türk filmi 1943 yılında çekilmişti. Eğlence gösterileri şeklinde çekilen “Nasreddin Hoca Düğünde” filminin bir bölümünde Nasreddin Hoca fıkraları canlandırılıyordu.

Bu filmin senaryosunu Burhan Felek yazmıştı, senaryoda Nasreddin Hoca fıkralarından faydalanılmıştı. İlk olarak "Nasrettin Hoca Düğünde” Burhan Felek'in Nasrettin Hoca'nın "Hocanın Karısıyla Dilsiz Oyunu", "Sofrada Çorbadan Ağzı Yanması", "Kul Taksimi/Allah Taksimi" gibi fıkralarından derlediği özet şeklinde senaryodan oluşan bir film olarak düşünülmüştü.

1940 yılında yönetmen Muhsin Ertuğrul  “Nasreddin Hoca Düğünde” filmini çekmeye başlamıştı. Müzik direktörlüğü Sâdeddin Kaynak yapıyordu. Bu filimde Nasreddin Hoca’yı tiyatrocu Hazım Körmükçü oynarken karısı rolünde ise Necla Sertel rol alıyordu. Nasreddin Hoca rolünü oynayan Hazım Körmükçü'nün rahatsızlanması üzerine filme uzunca bir süre ara verilir. 1943 yılında Ferdi Tayfur yönetiminde film bitirilebildi.

Filmin konusu ise; sünnet düğünü nedeniyle bir araya gelen tanıdıklar dans edip eğlenirken, sünnet çocuğunun Nasreddin Hoca fıkraları istemesi üzerine, birisi Hoca fıkraları anlatır. Hazım Körmükçü'nün canlandırdığı Nasreddin Hoca bölümü ardından, filmde sünnet düğünü gününe dönülür. Saadettin Kaynak, Müzeyyen Senar ortaya çıkarlar. Karagöz oyunu: "Karagöz'ün Şairliği"; orta oyunu "Kanlı Nigar" ve ünlü sihirbazımız Zati Sungur'un illuzyon numaraları perdeye gelir. Sonra da Ferdi Tayfur, sinemada dublajlarını(seslendirmelerini) yaptığı ünlü Amerikalı komedyen Laurel (Lorel) ile Hardy (Hardi) kuklalarıyla onları taklit edip sünnet çocuğunu ve davetlileri eğlendirir.

Bir eğlence filmi olan “Nasreddin Hoca Düğünde” oyuncu olarak Hazım Körmükçü, Necla Sertel, Sait Köknar, Reşit Gürzap, Kani Kıpçak, Sami Ayanoğlu, Yaşar Özsoy, Sait Kaya, Müfit Kiper, Şükriye Atav, Muazzez Arçay, Reşit Baran, Sadettin Kaynak, Müzeyyen Senar, Zati Sungur, Ferdi Tayfur ve Halit Akçatepe oynamıştır. Bu filmde Halit Akçatepe henüz 5 yaşında idi ve ilk kez kamera karşısına geçmiş olduğu filmdir.

İpek Film stüdyosunda siyah-beyaz olarak çekilen filmin görüntü yönetmeni Cezmi Ar idi. İlk olarak 16 Mayıs 1943 tarihinde sinemada oynamıştı. Çekilen Nasreddin Hoca Fıkralarını seyreden senaryosunun yazarı Burhan Felek “İlk fıkralardan bir ikisi çekildikten sonra görmek üzere beni çağırdılar. Doğrusu beğenmedim. Bu sahneler kahvede Hoca’ya altın bozdurdukları ve alacaklıların gelip para bozdurduğu fıkralardı. Beğenmedim. Çünkü sahne tamamıyla ölü ve hareketsiz olmaktan başka artistler de konuşacakları şeyleri ezberlemediklerinden hadise ile münasebet almayacak sözler söylüyorlardı.” şeklinde yazmıştı.

Müzik direktörlüğünü yapan Sâdeddin Kaynak, bu film için Karcığar makamındaki “Serçeler Oynaşıyor, Kanları Kaynaşıyor” ve Acemaşîran makamındaki “Merhem Koyup Onarma Sînemde Kanlı Dağı” mısraları ile başlayan eserleri bestelemiş ve Müzeyyen Senar’da filmde hem rol almış hem de eserleri yorumlamıştır. “Nasreddin Hoca Düğünde” filminde Müzeyyen Senar’ın Acemaşîran Beste’yi seslendirdiği sırada saz sanatçılarını yöneten kişi olarak bestekâr Sâdeddin Kaynak’ta rol almıştı. Bu filimde Müzeyyen Senar’ın söylediği Fuzuli’nin şiirinden alıntı yapılan

            “Merhem koyup onarma sînemde kanlı dağı

            Söndürme özlerinle yandırdığın çerağı

            Zülfü siyeh senemler olmuş senin esirin

            Aşkında her birinin öz zülfü boynu bağı

            Devran havadisinden yoktur korkumuz Fuzûlî

            Dâr-ı emânımızdır meyhaneler bucağı”  kısmını Sâdeddin Kaynak bestelenmişti.

            “Nasreddin Hoca Düğünde” filmi sünnet ve düğün sahneleriyle şarkılar, taklit ve illüzyon numaraları da eklenmek suretiyle, bizzat Ferdi Tayfur'un ifadesiyle, film sonradan bir "İpek Film Melody" olmuştu.