Türkiye’de en uzun geçmişe sahip şenliklerden biri de Akşehir Nasreddin Hoca Şenlikleridir. Bu şenlikler ilk kez 21 Haziran 1959 tarihinde düzenlenmiştir. Akşehir Belediye başkanı Rahmi Şirvancı, belediye meclisinde yaptığı bir konuşmada: “Her yılın 21 Haziran gününde, Akşehir’de, Nasreddin Hoca’yı anma şenlikleri düzenlenmesini” teklif etmişti. Akşehir Belediye Meclisi bu teklifi kabul etti.

15 Mayıs 1959 tarihli Milliyet Gazetesi haberinde:

“Nasreddin Hoca Türbesi belediye tarafından tamir ettirilmiştir. Türbe zemini mermerle döşenmiş ve yıpranmış olan sanduka da beyaz mermerle kaplanarak bir kavuk oturtulmuştur. 21 Haziran’da ilk defa yapılacak olan Nasreddin Hoca günü münasebetiyle, tertip komitesi çalışmalarına hız vermiştir”

Bu haberden de anlaşılacağı gibi teklifin kabul edilmesinden sonra Nasreddin Hoca Günü tertip komitesi kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır.

21 Haziran 1959 tarihinde yapılan Birinci Nasreddin Hoca Şenlikleri’ne katılanlar arasında Aziz Nesin ve Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu da vardı. İlk temsili Nasreddin Hoca, arabacı Badi Mehmet (Turgutlu) olmuştur. Bu şenlik bir gün sürmüştü. Şenlikte konuşmalar yapılmış, halk oyunları gösterileri sergilenmiştir. Şenlikte açılan kitap sergisi için her ülkenin Ankara’daki büyükelçiliklerine yazı yazılarak ülkelerinde yayınlanan Nasreddin Hoca kitaplarından istenmiştir. O zamanlar adı Birleşik Arap Cumhuriyeti olan Mısır ve Suriye’nin büyükelçisi, şenlik düzenleme komitesine gönderdiği yazıda: “Nasreddin Hoca’nın Arap ülkelerinde bilinmediğini”, anlatmış ve tabii ki kitap da göndermemiştir. Diğer elçiliklerden kitaplar gelmiş ve sergilenmiştir. Arapların, bütün dünyanın tanıdığı Nasreddin Hoca’yı tanımıyor olmaları, Türk halkını, Türk kültürünü küçümsediklerinin bir göstergesidir. Arap büyükelçisinin bu tutumu Aziz Nesin’i çok kızdırmıştır. Nesin, bir yazısında onları eleştirmiştir.

22.Haziran 1959 tarihli Milliyet Gazetesi Akşehir’de yapılan ilk şenliği şöyle haber yapmıştı:

Akşehir dün Nasreddin Hoca’yı  vasiyetine uygun şekilde  “gülerek ve neşe içerisinde” anmıştır.

Binlerce Akşehirli ve yüzlerce davetli Nasreddin Hoca’nın  resim ve tablolarıyla süslü Akşehir çarşısından birbirlerine Hoca’nın tarihe mal olmuş  fıkralarını söylereyek kahkahalar içinde geçmiş  ve 18 sutünlük bir kubbe altında yatan Hoca’yı  ziyaret etmişlerdir.

Türbeyi ziyaret kabrin etrafında dönülme şeklinde yapılmış ve yarım saatten fazla sürmüştür. Anma töreninin bir husisiyeti de Yunak kazasında bulunan Nasreddin Hoca  devrine ait elbiselerin giyilmiş olmasıdır.

Anma Töreni mehter takımının yürüyüşü ile başlamıştır. Akşehirlilerin hıncahınç  doldurduğu yollardan geçen mehter takımı  belediye meydanı önüne gelmiş  ve burada gösteriler yapmıştır.

Saat 10.00’da Belediye Reisi Dr. Rahmi Şirvancı, daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Profesörlerinden Ahmet Caferoğlu, Hoca’nın hayatını ve fıkralarını anlatmışlardır.

Bu konuşmalardan sonra Mehter Takımı önde olmak üzere Nasreddin Hoca’nın türbesine gidilmiştir. Türbede ihtiram duruşundan sonra kabir etrafında dönülmüştür.

Gecede Hıdırlık mevkiinde ziyafet verilmiş daha sonra Hoca’nın fıkralarından hazırlanan bir piyes Saray Sinaması’nda oynatılmıştır.

Çarşı içerisinde her köşede hazırlanan Nasreddin Hoca vitrinleride geniş alaka uyandırmıştır. Bu arada  Astsubay okulu resim öğretmeni Ressam Hüseyin Hazan’da Nasreddin Hoca’ya ait resim tablolarını bir sergi halinde halka teşhir etmiştir. Fotorafçıların hazırladıkları Nasreddin Hoca’ya ait resimler kapışılmıştır.”

Nasreddin Hoca’nın 675 ölüm yıl dönümünde bu şenliği düzenleyen Akşehir Belediyesine katkı olarak Akşehir PTT merkezi özel tarihli damgasıyla tedavüldeki posta pullarını damgalamıştır. Yine Akşehir’de bu tarihde bir Nasreddin Hoca Matbaası açılmıştır.