Akşehir’in, Milli Mücadeledeki önemi yadsınamaz bir gerçektir. Taarruz planlarının yapıldığı bu güzel şehir aslında, ülkenin düşman işgalinden kurtuluşunun en ciddi adımlarının da atıldığı yerdir. Herkesin de çok yakından bildiği Batı Cephesi Karargahı Akşehir’dedir. Bu karargâhta taarruz planları yapılmış, işgalci ülkelerin kuvvetleri burada yapılan plan ile deniz dökülmüştür. Bu konu üzerine pek çok makale ve kitap yazılmış, bu makale ve eserlerde Akşehir’in hak ettiği değerde verilmiştir. Milli Mücadelede Akşehir ve köylerinde bulunan halk da çok önemli katkılar vermiştir. Kimisi kağnısı ile cepheye mühimmat taşımış, kimileri de işgal edilen Türk yurdunu kurtarmak için şehit olmuştur. Kimi köyler ise askere ev sahipliği yapmıştır. Şimdilerde Akşehir’in Mahallesi olan Alanyurt, eski adı ile Maarif köyü de ülkenin kurtuluşunda önemli bir yeri olan havacılarımıza yani pilotlarımıza ev sahipliği yapmıştır. Maarif köyü yakınlarında bulunan bir mera alanı Türk tayyarelerine pist görevi yapmış, buradan havalanan tayyarelerimiz, düşman birliklerini gözetmiş ve önemli istihbarat sağlamıştır.

MAARİF KÖYÜNDE KURULAN 2. TEYYARE BÖLÜĞÜ

Büyük Taarruza hazırlık döneminde Akşehir bölgesinde konuşlandırılan hava birliği, 2. Tayyare Bölüğü’dür. Sivrihisar’ın Akviran Köyünden 30 Kasım 1922 tarihinde Akşehir Maarif Köyüne intikal eden 1 av ile 2 keşif uçağından oluşan 2. Tayyare Bölüğü, 22 Ocak 1922 tarihinden itibaren de cephe uçuşlarına başlamıştır. Konya’da konuşlu bulunan 1. Tayyare Bölüğü de 1 Haziran 1922 tarihinde Akşehir’e intikal etmiş ve Bati Cephesi Komutanlığı’nın emri ile 1.Ve 2. Tayyare bölükleri birleştirilerek Cephe Tayyare bölüğü adını almıştır. Maarif Köyündeki meydandan keşif uçuşları ile düşman ordusu ve tahkimat hatları, yürüyüş istikametleri tespit edilmiş, düşman keşif uçaklarının cephemiz üzerindeki faaliyetleri engellenmiştir. Cephe tayyare bölüğü, cephe uçuşlarını 20 Ağustos 1922 yılına kadar Akşehir’den yapmış, daha sonra da Çay’a intikal etmiştir.

MAARİFTEN HAVALANAN TEYYARELER, YUNAN BİRLİKLERİNE BİLDİRİ ATIYOR

Türk tayyareleri, aralıklarla yaptıkları keşif uçuşlarında, düşman kuvvetleri üzerine bildiri atıyorlar idi. Bu bildiriler Babalık gazetesinin de basıldığı matbaadan çıkıyor ve Akşehir’e getiriliyordu. Düşman kuvvetlerinin inancını zayıflatmak ve moralini bozmak için atılan bu bildiriler genellikle Rumca yazılıyordu. Bu bildirilerden birinde, Türk askeri tarafından esir alınan; Er Hristos Yoğokio, Er Pevko Anastasiu, Çavuş Konstan Kiryakopulos imzası ile düşman kuvvetlerine şu bildiriler atılmıştı.

“Yunan asker kardeşler; Türklere teslim olduktan sonra çok iyi karşılandık, bizi dilediğimiz gibi serbest bıraktılar. Eğer sizler de teslim olursanız söylediklerimizin tamamen bir hakikat olduğuna inanırsınız. Tek başınıza teslim olmak isterseniz uzaktan mendil sallayarak Türk siperlerine doğru yaklaşın, bu yaklaşma sırasında Türk siperlerinden teslim, teslim diye duyacağınız kelimelerden ürkmeyin. Eğer grup halinde teslim olacaksanız, üçer üçer gruplara ayrılarak ilerleyip teslim olun. Önce teslim olanlarla sonradan teslim olanlar arasında istisnai bir muamele olmayacaktır. Söylediklerimizi dinleyerek hisse alırsanız rahat ve huzuru kavuşursunuz”

VECİHİ HÜRKUŞ VE AKŞEHİR

Vecihi Hürkuş, Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Yurdun düşman işgalinden kurtuluşunda önemli vazifelerde bulunmuştur. Havacı olması nedeniyle de pek çok kez Akşehir Maarif Köyünde bulunmuştur. Hürkuş, 14 Kasım 1921 günü Akşehir uçuşunu şu şekilde anlatmıştır:

“Akşehir’e uçuşumuz şöyle olmuştu: Yine Uzun Basri ile Afyon yolundaydık. Her türlü zengin teşkilata malik oldukları halde, hâkimiyeti ellerinden kaçırmış bulunan düşmanlarımız da son günlerde biraz canlılık göstermeye başlamışlardı. O gün bu canlılığı selamlamaya gidiyorduk. Afyon'daki düşman tayyare karargâhı, daha ilk bombamızla birbirine karışmıştı. Bu şaşkınlıktan çok güzel istifade ederek kalan bombalarımızla düşman tayyare hangarlarını, hallaç pamuğuna benzetmiştik.

Neşe içinde dönmüştük. Ümidimiz hilafına bir düşman tayyaresini yolumuz üzerinde görünce, derhal vazifelerimize sarılarak onunla oynaşmaya başladık. Şüphesiz hasmın bu hareketi o hissettiğimiz canlılığın bir tezahürü idi. Fakat bu cürette sermayesiz övünmek rengi vardı. Kısa bir temasın, hasmı süratle fikrinden vazgeçirmesi ile belki de yeni bir başarı gürültüye gitmişti. Amma ne ben, ne de Basri bu hakikati görememiş, sadece hasmın süratle uzaklaştığına şahit olmuştuk.

O günkü harp, Basri ile üçüncü harbimizdi. Neticesi hakkınla kati diyemem, fakat hâkimiyeti elinden bırakmayan zafer kuşu gene bizimle beraber dönmüştü."

VECİHİ HÜRKUŞ AKŞEHİR’DE EVLENİYOR

Türk havacılığına adını altın harflerle yazdıran Vecihi Hürkuş, Akşehir’de evlenmiş idi. Hürkuş evliliğini, Jandarma Komutan Ratıp Bey’in kızı olan Hadiye Hanımla gerçekleştirdi. Evliliğinden Gönül ve Sevim adlarında kızları olmuştur.

HALİDE EDİP ADIVAR TEYYARE BÖLÜĞÜNÜ ZİYARET EDİYOR

Milli Mücadelemizin sembol isimlerinden olan Halide Edip Adıvar da Maarif Köyünde bulunan Tayyare Bölüğünü ziyaret etmiştir. Haziran 1922 yılında IV. Kolordu Komutanı Kemaleddin Sami Paşa ile yaptığı bu ziyarette, Yüzbaşı Fazıl bey tarafından hem Kemaleddin Sami Paşa hem de Halide Onbaşı kısa süreli teyyareye binerek uçuş gerçekleştirmiştir.

ATATÜRK’ÜN NOT DEFTERİNDE TEYYARE BÖLÜĞÜ

Batı Cephesinin Akşehir’de olması nedeni ile Mustafa Kemal Atatürk pek çok kez Akşehir’e gelmiş idi. Atatürk, Akşehir’de 17 Mart 1922 tarihli notunda şunları yazmıştır:

“Evin tertibatı ile iştigal ettim saat 3’e kadar. Yemek. Bu esnada İsmet Paşa Konya Valisi ile geldi. Beklediler, saat 4’e kadar konuştuktan sonra teyyare bölüğünü teftiş. Fazıl bey ve diğer pilot uçtu. Fransızlardan alınan 14 teyyare Adana’ya gelmişti. Havası rüzgarlı ve soğuk, iki teyyare uçurmak istedik. Motorları işletmek güç oldu, biri uçabildi.”

MİLLİ MÜCADELE’NİN İLK ŞEHİT PİLOTLARI AKŞEHİR’DEN HAVALANDI

6 Ağustos 1922 günü Yüzbaşı Cemal ve Bahaddin Beyler, Maarif köyünden Afyon istikametine doğru havalanırlar. (kimi kaynaklarda tarih 24 Temmuz 1922 olarak kayıt edilmiştir) Yunan birlikleri üzerinden uçarak keşif yapacaklardır. Bu esnada kahramanlarımız iki Yunan uçağının saldırısına uğrarlar. Havada süren çarpışma sonucunda Yunan uçaklarından birini vuran kahramanlarımız, Yunan karargahından kalkan yeni bir avcı uçağının saldırısında, yakıtı ve mermisi tükenen teyyareleriyle Gazlıgöl ve Çayırbağı arasında çakılırlar. İki pilotumuz burada şehit düşer.