II. Abdülhamid zamanında Osmanlı Devleti’nde her sahada eski yasaklara yeni yasaklar eklenmiş ve cemiyet yapısının, Batı dünyası karşısında ayakta kalabilecek şekilde, bir kuvvet kazanması amaçlanmıştı. Ancak zamanla pek çok alana yayılan bu yasakların gerekli olup olmadığı tartışma konusudur. Çeşitli kaynaklar Nasreddin Hoca fıkralarının da bu yasaklar kapsamına alındığını iddia etmektedir.

            Henry D. Barnham tarafından Türkçe’ den İngilizce’ ye çevrilen ve 1923 yılında İngilizce “Nasreddin Hoca Hikayeleri” adıyla yayınlanan kitaba İngiliz yazar Sir Valentine Chirol bir önsöz yazdı. Türkiye tarihi üzerine kitapları bulunan bu yazar “Nasreddin Hoca Hikayeleri”  kitabının önsözünün bir yerinde;

  “Nasreddin Hoca, aksine Türk halkının basit, sofistike dilini kullanıyordu. Fıkralar, yaklaşık beş yüz yıl önce ortaya çıkmış ve çoğunlukla nesilden nesile geçmiştir; fakat onların güncelliği hala yeni, öyle ki daha yirmi yıl önce Sultan Abdül Hamid tarafından yasaklandı ki o günlerde otoriteye ve özellikle yargı yetkisine karşı Hocanın sık sık fıkralarının anlatılması imparatorluk otoritesine tehlikeli kokular veriyordu.” şeklinde bir bilgi verilmiştir. Burada II. Abdülhamid’in Nasreddin Hoca Fıkralarını yasakladığı bilgisi verilmektedir.

            Aynı kitabın “Giriş” bölümünde Henry D. Barnham, İngilizce’ye çevirisini yaptığı Türkçe kaynağın yazarının bu fıkraları uzun seneler topladığını fakat II. Abdülhamit zamanında kitabı bir kenara attığını ve 1909 yılından sonra basmaya karar verdiğini açıklamaktadır. Açıkça olmasa da II. Abdülhamid devrinde Nasreddin Hoca fıkraları üzerinde bir sansür varlığının olduğu ima edilmektedir.

            Ali Birinci’ye göre  “II. Abdülhamit zamanında eski devrin Halk edebiyatı ürünlerinin yeni devrin ihtiyaçlarını ve zevkerini karşılamaktan uzak olduğu, artık çok gayrı medenî ve çağ dışı kalmış bu eserlerin tamamen yasaklanması ihtilâl denecek derecede büyük bir zihniyet değişikliğinin tezahürü ve neticesi sayılmalıdır.” der ve yine bu edebiyatın düşmanları yavaş yavaş meydanı tutarken açıkça müdafiliğini yapan herhangi bir münevver ortaya çıkmamıştır. Artık edebiyat devri yerini maarife; ilme ve fenne bırakmalıydı ve batının baskısına karşı koymaya yarayacak eserler kültür hayatına hâkim olmalıydı.” şeklinde değerlendirmeler yapıldığını belirterek pek çok halk edebiyatı eserinin yasaklar listesine alındığını kayıt eder.  Bu listede Nasrettin Hoca fıkraların olduğu bir kitapta bulunmaktadır. Yasaklanan kitap;

            “Letaifi Hoca Nasrettin,  

             1837 yılında İstanbul’da Darü’t-Tıbaatü’l-âmire Matbaası’nda basılan bu kitap 41 sayfa idi. Aslında kitap “Meşhur ve Mütearef Hoca Nasreddin Letâifi ve Kenarında Raz-i Nihan ile Mah-Firûze Sultan Hikâyeleri” şeklinde basılmıştı. Nasreddin Hoca fıkralarının kenarında bir aşkın destanı var idi.

            Bazı kaynaklara göre bu kitabın basımından yaklaşık yarım yüzyıl sonra yasaklanmasına neden olan İslami düşünceye aykırı fıkraların kitapta yer alması idi. Nasreddin Hoca’nın kadıları çok kızdıran ve dönemin padişahı II. Abdülhamit tarafından yasaklanan fıkralarından biri de şudur:

            “Hoca sokakta leblebi yiyerek gidiyormuş. Çocuklar “bize de ver” diye etrafını alınca Hoca: “Size leblebiyi Tanrı’nın verdiği gibi mi, yoksa kulun verdiği gibi mi dağıtayım?” demiş. Çocuklar “Elbet Tanrı gibi” demişler. Hoca’da kimine az, kimine çok, kimine de hiç leblebi vermemiş. Çocuklar bu taksimi beğenmemişler. Hoca o vakit, gökyüzüne dönerek, “Görüyorsun ya” demiş, “Ben hiçbir şey söylemedim, ama çocuklar bile senin adaletini beğenmiyor.”

            Yasaklanan bu Nasreddin Hoca kitabı İstanbul’daki kitapçılardan toplatılmış ve Çembelitaş Hamamı’nda yakılmıştır. Nasreddin Hoca fıkralarına getirilen yasak bir kitaba mı yoksa bütün fıkralara mı getirilmiştir konusu hala tartışmalıdır.

Kaynaklar: 1- Henry D. Barnham, Sir Valentine Chirol (1923) The Tales of Nasr-ed-Din Khoja Londra: Nisbet and Co Lmd.

            2-  Birinci Ali (2006) Osmanlı Devletinde Matbuat ve Neşriyat Yasakları Tarihine Medhal Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 4, Sayı 7, 2006, 291-349

            3- Bilim ve Ütopya Dergisi, Nasreddin Hoca özel sayısı Aralık 2009