Olaya ilişkin olarak açılan davada, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda; bir sanığa “taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 15 bin 200 lira, diğer sanığa ise “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 18 bin 200 lira para cezası verildi.

Mahkemenin ilk kararının temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Daire, dosyayı inceledikten sonra sanıkların yasal olmayan şekilde üretildiğini bildikleri, insan sağlığı için tehlikeli olup ölümlere yol açabilen sahte içkileri satışa sunarak kişi ya da kişilerin ölebileceğini açıkça öngörmelerine rağmen sonucu kabullenerek eylemlerini gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın bozulmasına hükmetti.

Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Aralık 2015’te verdiği kararla sanıkların eylemlerinin “olası kastla öldürme” suçunu oluşturduğunu kabul ederek, sanıkların 16 yıl 8 ay ve 2 kez 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Temyiz edilen karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nce 7 Mart 2018’de onandı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Haziran 2018’de, sanıkların eylemlerinin, bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçunu oluşturduğu görüşüyle karara itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise eylemlerin “olası kastla öldürme” suçunu oluşturduğu hükmünü yineleyerek, itirazın reddine karar verdi.

Sahte içki satarak ölüme neden olmanın “olası kastla öldürme” suçunu oluşturduğu yönündeki bu karar, benzeri yargılamalarda emsal olacak.