Konuşmasında, masumiyet karinesinin, Anayasa'nın 38’inci maddesinde temel bir kural olarak yer bulduğunu ve Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası belgelerde de ceza hukukunun evrensel ilkeleri arasında sayıldığını anlatan Adalet Bakanı; “Bize göre masumiyet karinesi, şüpheli veya sanığın muhakeme sürecinde diğer haklarına açılan kapının yegane anahtarıdır. Ceza muhakemesi işlemleriyle hak ve hürriyetler arasında gözetilmesi gereken hassas dengenin farkındayız. Elbette ceza muhakemesinin ilk aşamasında kuvvetli veya zayıf sadece bir şüphe bulunmaktadır. Ancak bu şüphenin varsayıma dayalı olarak soyut ve dayanaksız bir kuşku düzeyinde kalmaması gerektiğini de biliyoruz. Kuru ile yaşın, masumla suçlunun birbirinden titizlikle ayrıldığı bir adalet, mülkün temelidir ve hukukun temel hedefidir. Çamur at izi kalsın anlayışı adalet değildir. İhbar edilen herkes şüpheli değildir, şüpheli sanık değildir, sanık hükümlü değildir. Bu kavramların her birinin temas ettiği haklar vardır. Şüpheli ya da sanığın peşinen suçlu sayıldığı bir sistemin adil ve güvenilir olması mümkün değildir” ifadelerine yer verdi.

20-26 Kasım 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali gösterimleri, çevrimiçi olarak yapılacak.