Seyyid Mahmut Hayrani, Eğirdirli Muhyiddin Çelebi‟ye ait olan ve 880/1476 tarihinde yazılan Muhyiddin Divanı veya Hızırname diye bilinen eserde yer almaktadır.

Hızırname, esasen Divan-ı Muhyiddin Çelebi adıyla bilinen ve Eğirdirli Şeyh Mehmed b. Pîrî Muhammed el Huyî‟ye nispet edilen 880/1476 tarihinde yazılmış bir Divan’dır. Müellifin adı Mehmet olmasına rağmen eserinde çoğu kere Muhyiddin mahlasını kullanmıştır. Manzumelerin mahlas beyitlerinde ve diğer bazı beyitlerde Hızır (as) adı geçtiği için “Hızırname” diye tanınmıştır. Gazel, murabba ve mesnevi nazım şekilleriyle yazılan Hızırname’nin şimdiye kadar bilinen altı nüshası tespit edilmiştir. Bunların en önemlileri İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde TY Nu: 9495’e kayıtlı nüsha ve Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Kütüphanesi Nu 115’de kayıtlı nüshasıdır.

Bu nüshalarda “Beyan-ı cem‘iyyet-i Kübrâ ve sohbet -i heme-i evliyâ” başlığını taşıyan 61 beyitlik bölümde, bir Cuma gecesi Zilka’de 880’de (Mart 1476) kendi memleketinde gerçekleşen manevî bir toplantı sebebiyle Anadolu’nun fethine katkı sağlayan, dinî-tasavvufî hayatına damgasını vurmuş çoğu Rum Abdâllarından olan bununla birlikte farklı meşrep ve tarikat silsilesine sahip erenleri ad ad zikrederek bunların XV. yüzyıl itibarıyla önemli bir şöhrete sahip olduklarını adeta haber vermektedir. Bu erenlerin bir kısmı Eğirdir-Isparta bölgesinde, bir kısmı Teke yöresinde, bir kısmı Konya ve civarında, diğerleri de Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşamışlardır. Bunlar arasında yazarla aynı dönemde yaşayanlar vardır. Yazar bu şiirinde seksen sekiz (88) Anadolu Ereninin adlarını vermiştir. Bunlardan ilk olarak Hünkâr Hacı Bektaş verilirken ikinci sırada Mahmud Hayrân yer almakta üçüncü sırayı Mevlana’ya vermiştir.

“Beyan-ı cem‘iyyet-i Kübrâ ve sohbet -i heme-i evliyâ” (Evliyaların hepsinin konuşulması ve büyük cemiyetin beyanı) adlı şiirin ilk kısmında halkın görünmeyen yüksek makamındakilerin, erenlerin toplanıp geldiğinde şair yüzlerini görmek istiyor. Allahtan emir geldi ki ey genç delikanlı bu esrarlı meclisi açıkla. Yazar, “sözlerimi gönülden dinlerseniz buradaki sembolleri anlarsınız. Çünkü büyük sohbetler biter, büyük cemiyetler göç eder. Ama aşk ateşi insanın gönlüne geçer” diyerek şiirine giriş yapar.

Şiirin Seydi Mahmut Hayrani’nin yer aldığı kısmı şu şekildedir:
“Mahmûd Hayran pür kerem arslan yürür önünce hem
Hayranlar ana hep hadem bir gine görsem yüzlerin”
Günümüz Türkçesi ile:
“Mahmud Hayran soyluluk dolu, arslan önünde yürür. Hem hayranlar ona hizmetçi, bir kere yüzünü görsem.”

Eğirdirli Muhyiddin Çelebi şiirinde, yüzünü görmek istediği Seyyid Mahmut Hayrani’nin peygamber soyundan olduğu için asaletli olduğunu belirtiyor. Bir benzetme yaparak önünde bir arslanın yürüdüğünü ve ona bağlı olan “Hayranlar” olarak belirtilen müritlerinin onun ilkelerine hizmet ettiğine şiirinde yer veriyor.

1476 yılında yazılan bu eserde Seyyid Mahmud Hayran’ın yer alması ve manevî yönden Anadolu’nun fethine katkı sağlayan, dinî-tasavvufî hayatına damgasını vurmuş çoğu Rum Abdâllarından (Anadolu Erenlerinden) sayılması tarihi açıdan önemlidir.