Akşehir'imizden birçok yazar, sanatçı, şair ve devlet adamı çıkmıştır. Akşehir halkı olarak, ne yazık ki bu önemli kişilerden daha çok devlet adamlarına kıymet vermekteyiz. Çoğunlukla devlet adamı ve siyasetçiler bizim ilgimizi çekiyor. Akşehir'imizi tanıtan, eserler veren sanatçılarımız ile sadece Akşehir'den çıkmış özelliği olan bir siyasetçiyi aynı kefeye koyamam. Şehrimize gerçekten hizmet etmişler istisna tabi.

Akşehir'den çıkmış ve yetişmiş en ünlü yazarımız şüphesiz ki Tarık Buğra'dır. Tarık Buğra hakkında yıllardır yapılan tanıtımlarla, etkinliklerle bir bilgi birikimimiz mevcut. Ancak Akşehir halkı tarafından tanınmayan bir şairimizden, yazarımızdan bahsedeceğim.

Mevlüt Kaplan.. 1930 yılında Akşehir'in Ökes köyünde doğmuştur. Çocukluk yıllarında çıraklık, çobanlık yapmıştır. İvriz köy enstitüsinden mezun olduktan sonra Akşehir'in köylerinde öğretmenlik yapmıştır. Tarık Buğra ve babasının çıkardıkları "Nasreddin Hoca Gazetesi"inde yayımlanan "Eşeğimiz ve Ben" adlı öyküsü o dönemin siyasi koşullarından ötürü Komünizm iddiası ile yargılanmış ve aklanmıştır.

1958' de yurt dışına gitti. Londra'da dünya çocuk edebiyatını inceledi. Yurda döndüğünde: Konya'da öğretmenlik, Mersin, Antalya ve İzmir'de eğitim uzmanlığı, ilkokul müfettişliği, Kültür Bakanlığı seçici kurul üyeliği gibi görevlerde bulundu.

Onun kitapları her yaş grubuna uygundur. Şiirleri ile birçok ödüle layık görülmüştür. İzmir'de de çok sevilen bir şair ve yazarımızdır. Öyle ki oturduğu sokağa kendi adı verilmiştir. Ben Mevlüt Kaplan'ı  İzmir'deki  Akşehirli üniversite hocamız  Feyyaz Sağlam'ın beni Mevlüt Kaplan'ın 70. sanat yılı sempozyumuna davet etmesiyle tanıdım.

Kendisiyle sempozyumdan önce konuştuk. Gerçekten çok sıcak kanlı ve hemşehri olmanın verdiği içten bir samimiyetle beni kucakladı ve tokalaştık. 85 yaşındaki koca çınar bir hemşehrisinin kendisiyle ilgili yapılan bir sempozyuma gelmesinden dolayı sevinç duymuştu. İki buçuk saatlik sempozyumda içinde Akşehir ve Nasreddin Hoca geçmeyen hiçbir bölüm yoktu. O Akşehir ve Nasreddin Hoca'yı tanıtmak için elinden geleni yapmıştı. Ancak hemşehrisi olan bizler onu tanımıyoruz. Çocuklarımıza onun öykülerini, masallarını, şiirlerini okutmuyoruz. Onun romanlarını, gezi yazılarını, incelemelerini okumuyoruz.

Tabi ki tüm suç bizde değil. Edebiyat kitaplarımızda Mevlüt Kaplan'ın yer almaması ve ilçemizde de tanıtılmaması gibi etkenler mevcut. Ben dahil, hemşehrimiz Mevlüt Kaplan'dan bihaberiz. 88 yaşına merdiven dayamış hemşehrimizi en başta belediyemizin Kültür ve Sanat Etkinliklerinde tanıtması, gazete ve dergilerimiz de ise yazarların Mevlüt Kaplan ve başka Akşehirli yazarlarımızı tanıtması biz Akşehirlilerin görevidir. Böyle olmaz ise Akşehirli yazarlarımızı ve şairlerimizi hiç tanımadan kaybedeceğiz.