Haydi Göreve

Dostlarım, bugünkü yazıma bir teşekkürle başlayacağım. Yaşamakta olduğum çeşitli sağlık sorunlarına bir yenisi daha eklenince, el yazım Sümerlerin çivi, eski Mısır’ın hiyeroglif yazısına benzemeye başladı.

Bunu çözen değerli kardeşim Yazı İşleri Müdürü Bayram Uygun’a ve özellikle Sayfa Sekreteri Merve Gökdemir kızımıza çok teşekkür ederim. (İlerideki bir yazımda ilgili sağlık sorunlarıma ayrı bir yazıda değineceğim.)

Bugünkü konu, özellikle lokanta, kafe gibi vazgeçilmez mekânları ilgilendiriyor. Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı uzun zamandır bir duyuru yapıyor;
bu işleri, özellikle kapı önlerine, iç mekânlara, masalara fiyatları yazacaksınız diyor. Ama bunu kim dinliyor?
Bu iş yerlerinin, marka olmuş mekânlar dâhil, hemen hemen hiçbirinde buna uyulmadığını görüyorum. Halkımız için önem taşıyan emirleri kimse umuruna takmıyor.

“Us ile uslanmayanı etmeli tekdir, ısrarla devam edenin hakkı kötektir!”
Elbette buna hiç gerek yok! Elinde maşa varken ateşi elle tutmanın hiç gereği yok. Yazın cezayı, çünkü bizim aziz milletimiz böyle uslanır...

Ne saklanıyor, cidden anlamıyorum. Çünkü birkaç kafe hariç Akşehir’de fiyatlar zaten çok uygun. Gereğini yaparsanız ne kaybedeceksiniz?

Şimdi sıra zabıta amirliğimizde. En fazla bir gün içinde son uyarılarınızı yaparsınız, bir hafta sonra en ağır cezayı yazarsınız.
Şimdiden kolay gelsin, çünkü on gün sonra yeniden bu konuya gireceğim. Ne yaptınız? Israrla takip edeceğim.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }