Havaların aşırı soğuk olması, rüzgâr ve esintilerin kesilmesi, konutlarda kullanılan yakıtın kalitesizliği ve yakma sistemlerinin uygun olmadığı Akşehir’de halk maalesef zehir soluyor.

 AB hava kalitesi sınır değerlerine kademeli geçişi öngören bakanlık, 2013 yılında sınır değerlerini PM10 için 100 mikrogram/metreküp (AB limiti 50 mikrogram/metreküp), SO2 için ise 250 mikrogram/metreküp (AB limiti 125 mikrogram/metreküp) olarak belirledi. Ancak Akşehir’de Aralık ayında neredeyse PM10 için belirlenen Avrupa Birliği sınır değerleri aşıldı.

Evsel ısınmada kullanılan kömürler nedeniyle yanma sonrasında çeşitli partiküller ve kirleticiler, Akşehir’in üzerinde kara bir bulut şeklinde yoğunlaşırken, kent merkezinin hemen arkasında yükselen dağların olması, engebeli ve topografik yapı nedeniyle özellikle kış aylarında ve akşam saatlerinde yüksek oranda hava kirliliği görülüyor.

Gelişmekte olan ülkelerde havadaki partiküller ve kükürtdioksit nedeniyle yılda 500 bin kişinin öldüğü tahmin edilirken Akşehir’de de hava kirliliğine bağlı hastalıklarda belirgin bir artış gözleniyor. Akşehir, doğal gaz olmaması nedeniyle, Türkiye’de en kirli şehirlerarasında yer alıyor.

Hava kirliliğinin yoğun olduğu Akşehir’de astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile kalp ve damar hastalıklarının arttığı belirtilirken sağlık uzmanları bu konuda şunları kaydediyor:

''Hava kirliliği astım ve KOAH semptomlarında kötüleşmeye yol açar. Çalışmalarda hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, kanser riskini yükselttiği tespit edilmiştir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Hava kirleticilerinin aynı zamanda yağmurla içme ve sulama suyu kaynaklarına, bitki örtüsüne zarar verdiği ve bunun mikro klima değişikliklerine yol açtığı göz önünde bulundurulmalıdır.''

Sabah kalktığımızda arabaların renginin partiküller ve kükürtdioksit nedeniyle değiştiğini, neredeyse bir tabaka oluşturduğunu görmeyenimiz yoktur herhalde. Burnunu temizleyen bir kişinin ifrazatının büyük oranda is ve katrandan oluştuğunu bilmeyenimiz yoktur. Soğukla birlikte yoğunlaşan hava kirliliği çoluk çocuk, yaşlı genç demeden maalesef birçok hastalığa davetiye çıkarıyor, birçoğumuz amansız hastalıklara duçar oluyoruz.

Çare mi? Çare, elbette doğal gazda… Bu bilmece bir an önce çözülmeli ve Akşehir kara şehir olmaktan çıkarılmalıdır. Yeni seçilecek Belediye Başkanı’nın ilk ve en önemli icraatı da bu olmalıdır.