Yıllarca şakiler tarafından haraca bağlanan Akşehir’e 1726 yılında itibaren yönetici olarak Ömer Paşa gönderilmişti.

            Ömer Paşa, Bozoklu’dur(Yozgatlı). Tokmak Hasan Paşa’nın oğludur. Aslen Çerkez idiler. Babası Hasan Paşa’nın kardeşi Çerkes Mehmet Paşa idi. Yozgat’ın Şefaatli ilçesinin Paşaköy kasabasını kurmuşlardı. Bu köye hem bir Cami hem de bir zaviye yaptırmışlardı. Bunlar Amasya taraflarından gelmişlerdir ve yönetici olarak Amasya’yı ellerinde tutuyorlardı. Bu aile mensupları Tokmak Hasan Paşazadeler diye idari tarihimizde etkin rol oynamışlar, Bozok Sancağındaki güçlü ayanlar arasında yerlerini ve ağırlıklarını korumuşlardır. Ömer Paşa’nın babası Tokmak Hasan Paşa, Paşaköy’de vefat etti ve buraya defnedildi. 

            Ömer Paşa’nın amcası Çerkeş Mehmet Paşa, Halep Valisi olmuş ve vezirlik yapmış ve bilahare zamanın sadrazamı kendisini idam ettirmiştir.

            Tokmak Hasan Paşazade Ömer Paşa, Saray tarafından bölgenin eşkıyalarından temizlenmesinde Çapanoğlu Ahmed Paşa'nın yanında görevlendirilmiş idi. Gösterdiği başarı ve cesaret dolayı Mirimiran (Beyler Beyi) unvanını kazandı.

            Beyler Beyi Ömer Paşa, 1726 yıllarında Akşehir’e mutasarrıf olarak gönderilmişti. Akşehir’de göreve başlayan Ömer Paşa, İshaklı Nahiyesi'ne tabi Akkoyunlu Karapınar karyesi ve ona bağlı yerlerin timarı hakkında düzenlemeler yaptı.

            Bu devirde bütün Anadolu’da olduğu gibi Akşehir’de de Yörükler göçebe hayatı yaşıyorlardı. Kışları düze iniyorlar, yazları ise hayvanları ile Sultan dağlarına çıkıyorlardı. Aynı devirlerde Konya’nın bütün ilçelerini eşkıyalar basıyordu. Halkı soyup soğana çeviriyorlardı. Akşehir’de “Dağlardelisi” ismi ile meşhur olan bir eşkıya 1726 yılından 1732 yılına kadar Akşehir ve çevre ilçelerini basıyor, halkı canından bezdiriyordu. Ömer Paşa’nın telkinleri ile bu kişi 1732 tarihinde Padişahın yanına giderek af istemeye karar verdi. Nitekim İstanbul’a gitti fakat padişah tarafından idam edildi.

             Yönetici Ömer Paşa, eşkıyalığın sona ermesi için Yörüklerin yerleşik hayata geçmesi gerektiğine inanıyordu. Çünkü eşkıyalar dağlardaki Yörüklerin arasına karışıyorlardı. Bunu padişah 1. Mahmut’a sunmuştu. Padişah bunun üzerine 1732 tarihinde Teke, Hamid, Beyşehir, Alanya ve Akşehir Yörüklerinin uygun yerlere yerleştirilmesi yani iskan edilmesi için bir ferman çıkardı. Akşehir’de  Yörükler çeşitli köylere ve şehir merkezine yerleştirilmeye başlandı. Ancak Yörükler bunu kolay kabul etmediler.  İlk fırsatta dağlara çıktılar. Hatta bu dönemde şairin dediği gibi:

            “Belimizde kılıcımız kirmani

            Taşı deler mızrağımın temreni

            Hakkımızda devlet vermiş Fermanı

            Ferman padişahın dağlar bizimdir” der gibiydiler….

            Dolayısıyla bu Yörük iskânı çok başarılı olamamıştı.

            Akşehir yöneticisi olan Ömer Paşa zamanında Atçeken Türkleri tarafından başta Adsız çayırı olmak üzere farklı yerlerde At besleniyordu. Bu atlar menzilhane’de kullanılıyordu.      Menzilhane, Osmanlı Devleti’nde ulaşım ve haberleşme esnasında orduların, kervanların, ulakların ve devlet görevlilerinin belirli bir mesafe kat ettikten sonra geceyi geçirmek, at değiştirmek veya  dinlenmek için konakladıkları yerlere deniliyordu Akşehir de büyük bir menzilhane idi. 1732 yılında  Akşehir Menzilhânesi’nden Payas tarafından gelen hazine için 40, Halep’ten gelen hazine için 14, Humus taraflarından gelen hazine için 26, İçil ve Sayda taraflarından gelen hazine için de 15 adet menzil beygiri istihdam edilmişti.

            Ömer Paşa’nın Akşehir yöneticiliği ne zaman bittiği bilinmiyor. Ancak 20 Eylül 1745 tarihinde Amasya mutasarrıfı oldu. 15 Haziran 1757 tarihine kadar bu görevi yerine getirmiştir.