Çalışmalarıyla takdir toplayan Türk Kızılay Akşehir Şubesi, bu kez yaşanmış bir olayın konu edildiği kamu spotu ile ülke gündeminde yer aldı.





Akşehir Şube Başkanı Yalın Sümer’in yaşadığı bir diyaloğa şahit olan Kurumsal Şube yetkililerinin, Türk Kızılay’ın Türkiye genelinde tanıtımında kullanmak üzere değerlendirdikleri konuşmanın hikayesi ve detayları şöyle:





“Aşevinin önünde oturmuş, aylar sonra ilk kez dışarı çıkan ihtiyarları izliyordum. Birden; manzarayla arama bir gölge girdi. Başımı kaldırdım, bir teyze. Nefes nefese elini uzatmış, avucundaki iki yüz lirayı göstererek bağış yapmak istediğini söylüyordu.





İhtiyarlara tanınan dört saatlik sokağa çıkma izninin bitmesine birkaç dakika kalmıştı. Onu bekletmeyip içeriden makbuz istedim.
Yaşını sordum, ‘Bilmiyorum’ dedi. Adı Hatice’ymiş, iki odalı bir evde yalnız yaşıyormuş.





-Nereden geliyorsun?





Gözleri nemlendi, kabir, diyebildi.





Hatice teyze, sokağa çıkma yasağı başlayınca iki ay mezarlığa gidememiş. On beşinde ölen iki oğlu, kırk üçünde kaybettiği büyük oğlu ve eşi… Dördü yan yana yatıyor aynı mezarlıkta. “Ailemiz sekiz kişiydi, şimdi üç kişi kaldı.” diyor, nedense kendini saymayarak ve ekliyor, “Bir sonraki sokağa çıkma iznine kadar yaşar mıyım, bilmiyorum.” Elindeki parayı gösterip her seferinde, aşevine yiyecek alacaksınız, deyince bunun bir anlamı olmalı diye düşündüm. Neden, diye sordum; anlatmaya başladı: “Bir ay önce kapım çalındı. Hastaydım, kendime gelip açmakta zorlandım. Birkaç dakika sonra kapıya vardığımda bir koli buldum. Çeşmenin yanına bırakılmıştı. Kimseyi göremeyince mecburen alıp eve götürdüm. Sonra rüyamda dedemi gördüm, ihtiyacım olmadığı halde yardım aldığım için bana kızdı. Bu rüyayı üç gece art arda gördüm. Sonra konu komşuya sordum, öğrendim ki bu yardım Kızılay’ın aşevinden gelmiş. Benim yardıma ihtiyacım yok. O yüzden bu parayı size getirdim. Yiyecek alıp aşevinin yemeklerine katın.”





Ona, altmış beş yaş üstündekilere yardım götürmek zorunda olduğumuzu anlatsam da dinlemedi. Parayı getirebilmek için bir ay boyunca dışarı çıkmayı beklemiş ve gelemediği her gün oturup ağlamış Hatice teyze.





Neden ağladın, diye sordum:





-Ya karşılığını getiremeden ölseydim?”