Geçmişte kendilerine aktarılmak istenen inanç ve ahlaki değerlerin baskıyla verildiğine, ayrıca günlük yaşamlarının devamlı surette takip altında tutulduğuna inanan ebeveynler, bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşamasın iyi niyetiyle, tüm maddi imkanlarını evlatlarını tamam etmek için seferber ederken, abarttıklarının ve yanlış yaptıklarının farkına varamadılar.

Aileler, içinde bulundukları ekonomik sıkıntıları, buna bağlı olarak evde yaşanan huzursuzlukları hatta sağlık sorunlarını dahi, çocuklarına hissettirmemekle doğru yaptıklarını sandılar. Aksi halde çocuklarının psikolojisinin bozulacağına inanan anne babalar, çocuklarını kendi iradeleriyle baş başa serbest bırakarak, sanki dünyanın toz pembe olabileceğini göstermek istercesine, gayret sarf ettiler.

Ebeveynler, evlatlarına karşı masumane bu davranışlarının zamanla onları güçsüz ve tembel bireyler olarak toplum içinde başarısız kılabileceğini düşünemediler. Haliyle zorluk görmeyen/gösterilmeyen nesil, ihtiyacının ve hizmetin ayağına kadar gelmesinin doğal ve normal olduğuna inanarak büyümüş oldu.

Bunlara paralel olarak, internet kullanımının birçok olumsuzluğundan kaynaklanan her türlü sözde özgür yaşantı ve davranışların mubah gösterilmesi de toplumda yer etti. Haram ve ayıpların, gerici zihniyetin ürünüymüş gibi gösterilme çalışmaları, zihinlere kazınmaya çalışıldı. Dolayısıyla, din ve ahlak kurallarının hiçe sayıldığı taktirde özgür olunacağını düşünen yeni nesil, maalesef sorumsuz, bilinçsiz, bilgisiz, sadece zevk ve eğlence sevdasıyla, gayri ahlaki bir yaşama doğru hızla yol almaya başladı.

Kabiliyeti olsun olmasın, bir şekilde üniversite eğitimini tamamlayarak topluma dahil olan genç, sudan çıkmış balığa döndü. Toplum, ebeveynleri gibi hoşgörülü davranmıyordu. Becerisi ve yaptıklarının karşılığında talep ettiği hizmeti alabileceğini ve hayalle gerçeğin farklı olduğunu, bizzat yaşayarak gösteriyordu.

Reel gerçeklerle karşı karşıya kalan genç, eksiklerini azmedip çalışarak tamamlamak yerine, işin kolayını aradı. Nefsani arzularına yenik düşerek; çarpık ilişkiler yaşanan, hırsızlık ve yalan dolanlarla sanal bir hayat kurmayı tercih etti. Bunun sonunda; milli duygular ve maneviyattan yoksun, Türk toplumuna uymayan, gayri ahlaki yaşam tarzı artık birçok ailenin gerçeği oluverdi.

Başınızı kuma gömerek, benim değil senin diyerek, evlatlarınızın yaptıklarını ve yaşadıklarını görmezden gelerek, öteleyerek, evlenince ya da iş kurunca değişir diyerek, bundan kurtulamazsınız!

Unutmayın! Başkaları, sizin çocuklarınızı kurtarmak yerine, faydalanmayı tercih ederler. Çocuklarınızı bu cendereden çıkartacak, dünya ve ahiretini kurtaracak çare ve sabır, sadece sizde var.

Bu sorumluluğun vebali çok ağır, önce aileniz sonra toplum yerle yeksan olur, bu vebalin altında kalmayın...