Felsefe kitapları okumak ciddi anlamda zor ve zaman isteyen bir iştir. Felsefe ile ilgili hiçbir alt yapısı olmadan bu kitapları okumaya başlamak sizin için can sıkıcı bir hale gelebilir. Birçoğumuzun da yaptığı en büyük hata da aslında budur. Bu nedenle belli bir alt yapıya sahip olmadan felsefe kitaplarını okumamanızı öneririm.

Kitaplarla iç içe değilseniz, belli bir kitap okuma alışkanlığınız yoksa bir felsefe kitabını okumak için elinize aldığınızda felsefeye ve kitaba karşı önyargınız oluşabilir. Bir felsefe kitabını okumak, roman okumaktan veya bir öğretmenin ağzından bir konuyu anlamaya çalışmaktan oldukça farklı ve zordur. Bazen kitaplarda öyle derin ve farklı anlamlar vardır ki, kitabın bir paragrafını anlamak bile saatlerinizi alabilir. İşin gerçeği bana da zevk veren derin anlamlara vakıf olabilme isteğidir.

Felsefeyle ilgilenmeye başladıysanız veya ilgileniyorsanız kitapların daha iyi anlamak adına nasıl okunması gerektiğine dair bazı ipuçları vermeye çalışacağım.

BAŞARI, AMACA BAĞLILIK İSTER. (VİNCE LOMBARDİ)                                                                

Kitabı neden okuyorsun? Önce bunun cevabını ver kendine. Eğlence amaçlı mı yoksa gerçekten öğrenmek istediğin için mi? Eğlenmek için okumaya başlayacaksanız yanlış adreste olduğunuzu söylemem gerek. Çünkü giriş cümlesini okumaya başladığınızda bile sıkılıp bir kenara bırakabilirsiniz.

EVRENİN EN GÜÇLÜ SAVAŞÇILARI “ZAMAN” VE “SABIR” DIR. (TOLSTOY)

Felsefe kitaplarını okumak hem çok zaman alır hem de dikkat gerektirir. Bunun için zihninin tamamen boş olması lazım. Ancak bu şekilde kitapta ne anlatmak istediğini anlayabilirsin. Müzik dinlerken, televizyon izlerken ya da dolmuş durağında otobüs beklerken felsefe kitabı okunmaz. Hiçbir şey anlamazsın. Sadece anlamadığını anlarsın. Bu da moralini bozar.

Bir felsefe kitabı, birçok felsefi terim ve kuramlarla örülmüştür. Rasyonalizm, septisizm ya da idealizm gibi pek çok terim ve kavramla karşılaşacaksınız, bu sebeple anlayarak, sindirerek, altını çizerek ve pek çok kez de tekrar tekrar okuyarak anlamaya başlayacaksın. Sevgili okurum bu durum sıkıcı gelmesin lütfen, Sokrates’in ifadesi ile ruhun besini olan bilgiye, Tolstoy’un dediği gibi zaman ve sabırla ulaşabilirsin.

RUH, YAZININ İCADINDAN BERİ ÖLÜMSÜZ. (CEMİL MERİÇ)

Kitap okumaya başlamadan önce elinize bir kalem ve yanınızda küçük bir not defteri bulundurun. Kendinize göre not alma sistemi geliştirin. Not alarak okumanın size zaman kazandıracağını ve kafa karışıklığını engelleyeceğini göreceksiniz.

Yapmanız gereken bir başka şey de kitabı okumadan önce kitap hakkında kısa bir bilgi sahibi olmaya çalışın. Kitabın ne zaman yazıldığını, felsefenin hangi alanına hitap ettiğini öğrenin. Ayrıca metnin felsefenin hangi alanı ile ilgili yazıldığı hakkında fikir sahibi olmak okuduktan sonra daha iyi ilişkilendirme yapabilmenize yardımcı olur.

BİR İNSANIN ZEKASI VERDİĞİ CEVAPLARDAN DEĞİL, SORACAĞI SORULARDAN ANLAŞILIR. (ALBERT EINSTEIN)

Felsefeye yeni başladıysanız kendinizle konuşmayı öğrenmelisiniz. Çünkü bir felsefe kitabının sistemindeki temel “neden, niçin ve nasıllara” dayanır. Kitap hakkında kafanızda şu sorular oluşsun:

Bu kitabı neden yazmışlar? Kitabın odak noktası nedir? Neyi kanıtlamaya çalışıyorlar? Neye / kime yanıt olarak? Ne için yazılmıştı?

EĞER BİR İNSAN BİR KİTABI OKUDUKTAN SONRA ONU TEKRAR OKUMAKTAN ZEVK ALMIYORSA, O KİTABI OKUMUŞ OLMASININ BİLE HİÇBİR DEĞERİ YOKTUR. (OSCAR WİLDE)

Felsefe kitaplarında geçen metinler genellikle filozofa özgü öznel bir nitelik taşır ve bu sebeple benzersizdir. Bu da metnin anlaşılmasını zorlaştırır. Bu yüzden, okurken, ilk seferde bir şeyi anlamazsanız, cesaretiniz kırılmasın. Çoğunlukla, aynı paragraf üzerinde tekrar tekrar durmak yerine, okumaya devam etmek ve daha sonra geri dönmek daha iyidir. Bazen metni bitirmek ve genel bir resme sahip olmak, daha önce yaşadığınız sorunları netleştirebilir.

MUTLULUK, BİR DOSTLA PAYLAŞILMADIKÇA YARIMDIR. (FRANCIS BACON)                                                                         

Sosyal medyada okuduğunuz kitabı duyurun. İnsanlarla paylaşmak sizi motive edebilir. Örneğin Facebook durumunuzu ‘kitap okuyor’ olarak değiştirebilir, okuduğunuz kitap hakkında bir-iki cümle yazarak arkadaşlarınızla fikir alışverişinde bulunabilirsiniz.

YAZAR İLE OKUYUCU ARASINDAKİ KÖPRÜ: İMZA GÜNLERİ VE KİTAP FUARLARI

Özellikle Akşehir gibi küçük yerleşim yerlerinde yaşayanlar için, İmza günleri okuyucu ile yazar arasındaki bir gönül köprüsüdür. Okuyucu, eserlerini severek okuduğu, yıllardır yakından takip ettiği yazarla buluşmak ister. Okuduğu kitabı, kitabın yazarına imzalatan okuyucu, o kitabı yıllarca saklar, yazar ile çekindiği fotoğrafları sosyal paylaşım adreslerinde paylaşır, bu şekilde kitap okumaya karşı motivasyonu artar. Bu konuda yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Geçmiş yıllarda Akşehir Belediyesi önderliğinde düzenlenen “Akşehir Bir Milyon Kitaba Koşuyor” projesi ile ilçemiz halkı ve özellikle öğrencilerimiz yazarlarla buluşma ve kitap fuarlarını ziyaret etme imkanı buldu. Bu projede emeği geçen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara şükranlarımı sunarım.

Kalın sağlıcakla.

OKUYUN, DİYOR OKUYUN. ÇÜNKÜ MÜREKKEBİN AKMADIĞI YERDE KAN AKIYOR. (Ali Şeriati)