Yazar Tarık Buğra‘nın hayatına etki eden en önemli kimselerden biri de kuşkusuz kendisinden 16 yaş büyük olan annesi Akşehirli Nazike Hanım’dır.

Yazar Tarık Buğra’nın babası, Erzurumlu Ahmet Hamdi'nin ortanca oğlu olan Mehmed Nâzım’dır. Mehmet Nazım, Hukuk Fakültesi’nde öğrenim görmüş, bir ara siyasetle ilgilenen bir gençti. Mezuniyetinden sonra Pirimzâdelerin kızıyla evlenip ilk tayin yeri olan Balıkesir Gönen'e hâkim olarak gider ve Gönen'de iken iki kızı olur. Mehmed Nâzım, 38 yaşında Akşehir'e Ağır Ceza Reisi olarak atanır. Akşehir’e gelişinin ilk yılında eşini kaybeder. Eşini kaybeden Ağır Ceza Reisi Mehmed Nâzım 6 ve 4 yaşlarında olan iki kızı ile baş başa kalır. Bunun üzerine onu Akşehirli Tahiroğulları’ndan Nazike Hanım ile evlendirirler. Nazike Hanım henüz 15 yaşındadır.
Tarık Buğra'nın annesi Nazike Hanım 1902 yılında Akşehir'de doğmuştur. Tahiroğulları olarak tanınan bir Türkmen ailesinin kızıdır. Hiç okula gitmemiştir ve okuma yazması yoktur. Tipik bir Türkmen kızı olan Nazike Hanım; buğday tenli, koyu elâ gözlü, siyaha bakan kestane rengi saçlı birisiydi. Kendisi ehl-i tarik idi ve tekke - tasavvuf kültüründen beslenmişti. Yunus Emre ve Mevlana hayranıydı.

Evlendiğinde evinde iki küçük kızı bulan Nazike Hanım o sene hamile kalır ve evlendiklerinin bir yıl sonrasında Tarık Buğra'yı dünyaya getirir. Buğra ile hem kalben hem de yaş olarak yakın olan Nazike Hanım, Buğra'nın annesi gibi değil, daha çok ablası gibi görünmekte idi. Tarık Buğra’nın doğduğu ev; bahçeli, ağaçlı, mahzenleri, ahırı ve soğutmalığı olan güzel bir evdir. Anne ve babasından başka, üçü kız olmak üzere dört kardeşten oluşan bir aileye mensup olmuştu. Kız kardeşleri Nebahat, Nezahat ve Reha’dır. Müberrer adlı kız kardeşi ise 3-3,5 yaşlarında ölmüştür.

Nazike Hanım çok erken yaşta evlenmiş, okuma yazması olmamasına rağmen, tasavvuf kültürünü ve geleneklerini özümsemiş, zengin gönüllü Anadolu kadınlarından biridir. Arkadaşlarıyla toplanır sohbet eder, ilahiler okur, aşka gelir, kendilerinden geçerlermiş. Küçük Tarık, bu meclisleri hayranlıkla, merakla, bir olağanüstülük olduğunu hissederek izler. Tarık Buğra, şahsiyetinin ve dünya görüşünün teşekkülünde, Yunus ve Mevlana sevgisinin kaynağında annesinin etkisi olduğunu ifade edecektir. Nitekim Nazike Hanımın kendisine öğrettiği duaları unutmayacak, ne zaman bunalsa, ümitsizliğe düşse o duaları okuyacaktır.

Yazar Tarık Buğra, Akşehir’in yerlisi, tasavvuf erbabı, saf Anadolu irfanı annesi Nazike Hanım’ı eserlerinde çokça yansıtmıştır. Küçük Ağa’daki Emine karakteri, annesi Nazike Hanımı yansıtır. Yağmur Beklerken romanında, kasabadaki Serbest Fırka’yı kuran Avukat Rahmi’nin bir otel odasında uyurken ettiği;

“Yattım Allah kaldır beni

Rahmetinle doldur beni

Ben bir yola niyet ettim

İman ile gönder beni” duası, annesinin Buğra’ya küçükken ne zaman ümitsizliğe düşse okumasını tembihlediği duadır.
Yazar Buğra; “Annem sayesinde Akşehir kültürü ile beslendim ben. Küçük bir çevre, iç içe insanlar… Daima birbirleriyle temastalar ve birbirlerinin kontrolü altında idiler. Ben iyi bilirim, çocukluğumda mahalle aşırı, bir mahalleden öbür mahalleye gittiğimiz zaman, bağıra çağıra işte, meydan okuyarak belki de gezerken, bir kadın ‘Nazike Hanım’ın oğlu sana yakışır mı?’ diye seslenmişti pencereden. Bunu hiç unutmam ben.”

Tarık Buğra'nın en büyük şansı, ailesidir. Bu aileyi tanıyanlar, Tarık Buğra'nın eşsiz bir ev ve aileye mensup olduğunu; kullandığı güzel Türkçe'de, karakter ve tutumunda ailesinin önemli tesirleri bulunduğunu ve eserlerine yansıdığını belirtirler. Mehmet Nazım Bey'in ve Nazike Hanım’ın evinde sevginin, saygının, dostluğun, dürüstlüğün, temizlik ve disiplinin en güzel şekilde yaşadığını ifade ederler. Baba ocağının çevrede hayranlık uyandıracak kadar mesut ve örnek bir yapıya sahip olduğu söylenir. Bu özellikler ailenin genç fertlerine de yansıyacaktır ve küçük Tarık da bundan nasibini alacaktır. Tarık Buğra'nın hayatında ve daha çok da eserlerinde gösterdiği hassasiyet ve özen, mensup olduğu bu aileyi, bilhassa Mehmet Nazım Beyi ve Nazike Hanımı hayal kırıklığına uğratmama kaygısından geldiği söylenebilir.

Yazar Tarık BUĞRA, 1969 yılında annesi Nazike Hanım’ı kaybetti.