BİZİM KÖYÜMÜZ

Bizim türkülerimiz uzun, ömürlerimiz kısadır.
Ekmeğimizi öküzler sürer, kadınlarımız pişirir.
Yanına katık eder, ahırdaki ineğimiz, kümesteki üç beş tavuk.
Uzaktır buralara gazeteler,
Hiç yolu geçmez kitabın.
Yeter bize elli kelime, fazlasını napak?

Geriye sevişmek kalırdı, karanlık cahil gecelerde,
Onu da layıkıyla beceremezdik ya.
Hanım dokuzuncuya gebe,
Üç kız beş oğlan, ellerinizden öper.
Oğlanlardan biri askerde şehit oldu,
İkisi dağda ölü ele geçirildi, birisi avukat çıktı.
Kızların ikisini on altısında everdik.
Diğeri daha küçük, altısında anasına yardım eder.
Ben? Ben napan evde yan gelip yatarın.

Mücahitoğulları ile Zülfikaroğulları arasında,
Daha kırk sekiz saat geçmedi üzerinden
Bir kaç asırdır süre gelen
Onlar gibi, ben de pek bilmem
Kan davasında sıra Mücahitoğullarına gelmiş.
Şeref meselesi bu, namus meselesi yaa ya!
Köyün tam ortasında meydanda çatışmışlar.
Jandarma dün yanında ambulans köye geldi,
Biz de tam mevta sayısını öyle öyle öğrendik.
Bu seferki fazla değil hepi topu elli mevta!
Belli ki köyün nüfusu eyice azaldı ondan sebep.
Eee tütün üretimini de hazır yasaklamış hökümet.
Jandarma, iki aşiret reisini iki saat konuk edivermiş,
Cenazeler kaldırılırken gördüm.
Mücahitoğulları’nın cenazesi öğle namazından sonra,
Zülfikaroğulları’nın cenazesi ikindi namazından sonra,
Jandarma başlarında, kuş neyin uçurtmuyorlar valla.
Bizim köyümüz böyledir,
Tıpkısının aynı dizilerdekin gibi yaa ya!

Bir sağlık ocağımız var,
Çok şükür, bebelere oyun alanı oldu.
Hem ne gerek var canım;
Ebe Hanife Nine var,
Kırıkçı çıkıkçı Memmed Emmi var,
Nefesi pek bir kuvvetli Erbaş Hoca var.

Var ya var var,
Köyümüzde herkesin bankalara borcu var.

Herkesin tarlası takkesi var,
Son zamanlarda pek eken kalmadı ya.
Bankalar var ya kocaman bankalar var.
Traktörlerimizi, tarlalarımızı haczeden,
Hökümetimiz var, bankalarımız var.
En güzel de tepeye çıktın mı çorak manzarası var,
Var, günün batışını izlemeye!