Her ne kadar, “kötü söz sahibine aittir” desek de, sosyal medya sayfalarında hadsizlik ve edepsizlik, her geçen gün tavan yapıyor.

Sözde eleştirdiğini zannedenler, hakaret etmekten öteye geçemiyorlar.

Hangi siyasi parti mensubu olursa olsun, seçilsin veya seçilmesin, sevmek zorunda değilsiniz ama saygı göstermek durumundasınız.

Ne oluyor arkadaş, boş kaleye gol atar gibi, ne zannediyorsunuz kendinizi mülki amir, belediye başkanı, adliye ve emniyet mensupları, asker demeden gelene gidene laf sokmakla, hakaret etmekle elinize ne geçiyor!

Sinkaflı sözler etmekten imtina etmediğiniz şahıs, neticede halkın ekseriyetinin hür iradesiyle o makama oturmayı sonuna kadar hak etmiş, seçilmiş kişi. Şahsın kendisi, ailesi, bağlı bulunduğu siyasi parti teşkilatları, edebe uymayan yazılanları okuduklarında, sabredip cevap vermemeleri size cesaret mi veriyor ya da siz haklı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

“Edep ya hu edep”, siz ne yazdığınızı kendiniz okuyor musunuz, yoksa kafanız iyiyken mi yazıyorsunuz, ayıldığınızda hiç yüzünüz kızarmıyor mu? Bu durumdan özür dilemeyi düşünmüyor musunuz?

O hayasız sözleri yazmakla neyi çözdünüz, neye katkı sundunuz? Kendinizi o şahsın yerine de koyarak, lütfen bir düşünün.

Hakaret edilen kişi, yazdıklarınızın çıktısını alarak savcılığa suç duyurusunda bulunsa, başınıza neler geleceğini biliyor musunuz? Tabi ki hayır. Kendinize yakın bulduğunuz bir avukata danışın, şikayet edildiğinizde nelerle karşılaşacağınızı iyice öğrenin.

Hakaret ettiğiniz kişinin yanlışını ve hatalarını, güzel cümlelerle ifade etmiş olsanız, muhatabınız okuduğunda mutlaka bunlardan etkilenecek ve ister istemez, iki elinin arasına aldığı başını düşünmeye sevk edecek.

Arkadaşlar; pek tabi ki eleştiri, sizin ana sütünüz gibi helal olan bir haktır. Lakin konu hakkında bilgi sahibi olmanız şartıyla edepli, seviyeli ve fayda mülahaza edecek şekilde uyarılarda bulunmalısınız.

Basın olarak bizler, zaten haklı olarak eleştirdiğiniz tüm konuları, muhataplarına bu sayfalardan ulaştırıyoruz.

Bu yazıları okuyan atanmış ya da seçilmiş olan muhatabımız, yapılan eleştirilerden payına düşeni alarak faaliyetlerine çeki düzen verirse, huzurlu ve verimli bir çalışma dönemi geçirir. Aksi halde; atanmış ise tayinim ne zaman çıkar diye düşünür, seçilmiş ise dönem sonunda diğer hedeflerine ulaşamayacağını çok iyi bilir.

Kırmadan dökmeden ama kesinlikle hakaret etmeden, sonuç almak düşüncesiyle eleştirmeye devam edin. Fakat eleştirdiğiniz kişilerle bir gün mutlaka düğünde, cenazede, alışverişte, karşılaşacağınızı da aklınızdan çıkartmayın, bu arada özür maksatlı el ovuşturmak zorunda da kalmayın. Dolayısıyla konuştuklarınızla ve yazdıklarınızla, ne kendi seviyenizi düşürün, ne de muhataplarınızın huzurunu bozmayın.

Akıllıca eleştiren kişi; düşünce ve yaptıklarını beğenmediği, özellikle siyasetçilere karşı küfür etmek yerine sırtını döner. Hatta o siyasetçinin sosyal medya sayfalarını terk eder, karşı karşıya geldiğinde ise tasvip etmediği konuları, kibarca gerekçeleriyle birlikte ifade eder.

Unutmayın! Siyasetçi halkın desteği olmadan yaşayamaz, ayrıca siyasetçinin halkla işi, hiç bir zaman da bitmez.

Birçok siyasinin hayali, o yüce meclisin mensubu olarak emekli olmak ve ceylan derisi koltukta selfi çekmektir. Haliyle o mazbatanın mührü de her zaman sizlerin elindedir.

Hiç destek vermemiş de olabilirsiniz, artık desteklemiyor da olabilirsiniz, bu sizin takdiriniz ama kötü söz sarf ederek, hukuk önünde bedelini ödemeyin. Hoşunuza gitmeyen kişilere en azından buğz edin, en önemlisi sizden tekrar destek istemek için geldiğinde de sırtınızı dönün.