Akşehir İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından, karbonmonoksit zehirlenmesi ve korunma yollarına dair bir açıklama yayımlandı.





Karbonmonoksit zehirlenmesinden korunmak için dikkat edilmesi gereken hususlar ve ilk yardım yöntemlerinin de paylaşıldığı açıklamayla, kamuoyunun konu hakkında bilgilendirilmesi hedefleniyor. Konuyla ilgili detaylar 7 başlık altında şöyle sıralanıyor:





Karbonmonoksit (CO) nedir?





Karbonmonoksit gazı; doğal gaz, gaz yağı, benzin, tüp gazı, kömür ve odun gibi yapısında “karbon” bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda oluşan dumanda yer alan zehirli bir gazdır. Tatsız, renksiz, kokusuz olması ve tahriş etme özelliğinin olmaması nedeni ile fark edilmediği için “Sessiz Katil” olarak bilinmektedir. Bu sessiz katile karşı hepimiz tedbirli olmalıyız.





Karbonmonoksit nerelerde bulunur?





Karbon içeren yakıtların havalandırması az olan yerlerde yakılması sonucu, yangınlarda diğer toksik gazlarla birlikte, maden ocaklarında, garaj veya benzeri yerlerde egzoz dumanına bağlı olarak, propan yakıtı ile çalışan portatif kamp ısıtıcılarının kullanılması durumlarında karbonmonoksit zehirlenmesi sıklıkla görülmektedir. Bu tür ortamlarda uzun süre kalan kişilerin bu gazı soluması sonucu ölüme neden olabilecek zehirlenmeler olmaktadır. Bir başka kaynak ise boya sanayisinde kullanılan ve organik bir solvent olan metilen kloridle temastır.





Karbonmonoksit Zehirlenmesi Nasıl Olur?





Karbonmonoksit, solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçer. Karbonmonoksit gazı kırmızı kan hücrelerinin içerisinde bulunan ve dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden ortalama 200 kat daha hızlı bağlanır. Karbonmonoksitin hemoglobinle birleşmesi sonucu karboksihemoglobin (COHb) oluşur. Vücudumuzda yer alan oksijen azalarak korbonmonoksit ile yer değiştirir. Kan dokulara yeterince oksijen taşıyamaz. Kalp, beyin ve diğer organlarımız çalışamaz hale gelir. Bu da hastalıklara ve en kötüsü ölümlere neden olur.





Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirtileri nelerdir?





Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk belirtilerin baş ağrısı, yorgunluk hissi, mide bulantısı, nezle hali olması nedeni ile nezle ve grip gibi viral hastalıklarla karışabilmektedir (önemli bir farlılık olarak bu tip zehirlenmede ateş görülmez.) Bu nedenle ev ya da grup içinde bulunan diğer bireylerde de belirtilerin aynı zamanda olması karbonmonoksit zehirlenmesi yönünden önemlidir.





Genellikle semptomların ağırlığı CO düzeyi ve maruz kalınan süre ile ilişkilidir ama bu her zaman geçerli olmayabilir.





Risk grupları:





*Trafik polisleri, itfaiye çalışanları, kapalı garajlarda çalışanlar, çelik endüstrisi çalışanları,
boya temizleme işlerinde faaliyet gösterenler, kalorifer kazanı dairesinde çalışanlar,
otomobil tamircileri.





*Karbonmonoksit zehirlenmeleri hamileler, iki yaş altı çocuklar, yaşlılar, kansızlık, solunum sistemi ve kalp hastalığı olan kişiler için daha büyük risk oluşturmaktadır.





Karbonmonoksit zehirlenmesinde İlkyardım nasıl yapılır?





*Zehirlenen bir kişiye yardıma koşan kişi de zehirlenme tehlikesine karşı kendisini korumalıdır,





*Hemen camlar açılmalı, açılmıyorsa kırılmalıdır,
*Hasta hızla ortamdan uzaklaştırılmalıdır,
*Acil Yardım Servisi 112 aranmalıdır,
*Açık havaya çıkıldığında ya da tehlikeden uzaklaştırıldığında hava yolu açık değilse hava yolu açılmalı, solunum yoksa Temel Yaşam Desteğine başlanmalıdır.





Korunmak için Neler Yapmalıyız?





*Ev ve işyerlerinde doğal gaz ile kullanılan cihazların her yıl bakımlarını yaptırarak iyi durumda olduklarını kontrol edilmelidir.
*Doğalgaz cihazlarına yeterli oksijen sağlanmalıdır. Onun için pencerelerden içeriye oksijen girmesini sağlayacak açıklıklar olmalıdır. Bunlar hiçbir zaman kapatılmamalıdır. Cihazın içerisine hava girişi sağlayan kısmı bloke edilmemelidir. Soba yakılan odalar sık sık havalandırılmalıdır.
*Baca ve soba borusu bağlantısının uygun bir biçimde yapıldığından emin olunmalıdır. Soba kurarken fazla dirsek kullanımından kaçınılmalıdır. Zorunlu olmadıkça dirsek kullanılmamalıdır.
*Bacalar dışarıya kaçak olmayacak şekilde bağlanmalıdır. Dışarıya kadar metal bir boru ile kaçak olmayacak şekilde gitmelidir. Bacaların ve boruların temiz ve tıkanıksız olduğunu garanti altına alınmalıdır.
*Sık sık baca tepmesi oluyorsa baca deliğinin uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Rüzgar yönüne göre yön değiştiren baca kapakları en uygunudur.
*Şofbenler standartlara uygun olmalı, oksijen yetersizliği olduğunda kendiliğinden sönen tipte olanlar seçilmelidir. En iyisi banyolarda bulunmaması mümkünse balkonlara ya da havadar mekanlara konulmalıdır.
*Şofbenle ilgili bozukluklar yeterli eğitim görmüş teknik elemanlarca yapılmalıdır.
*Banyo uygun bir şekilde havalandırılmalıdır.
*Kapalı veya yarı kapalı garajlarda motorlu taşıtları uzun süre çalışır durumda bırakılmamalıdır.
*Özellikle lodoslu havalarda ölüm oranlarında artış gözlendiğinden dolayı bacalar standartlara uygun değilse soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece mutlaka söndürülmelidir.
*Karbonmonoksit sensörleri kullanılmalıdır. Karbon içeren yakıtların kullanıldığı odalara yerleştirilen bu cihazlar karbonmonoksit gazını algılar ve alarm devreye girer. Çıkardığı kuvvetli ses sayesinde ev içerisinde yaşayan kişilerin uyarılmasını sağlar. Odada korbonmonoksit gazı bulunduğu sürece müdahale edilmedikçe alarm devreden çıkmaz. Birçok ülkede bu tip sensörlerin kullanılması mecburi tutulmaktadır. Ömrü 5–6 yıl olan bu cihazların, elektrik kesintilerinde de çalışabilmesi için pilli olanları tercih edilmelidir.