Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla İHH Akşehir Temsilciliği tarafından Nasreddin Hoca Meydanında bir basın açıklaması yapıldı.





Temel hakları güvence altına almak üzere İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilan edilişinin üzerinden 71 yılın geçtiğinin hatırlatıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:





“Batının yol açtığı dünya savaşlarında milyonlarca sivilin hayatını kaybetmesinden sonra İkinci Dünya Savaşı ardından ilan edilen bildirgeyle; yaşam hakkı, eşitlik ilkesi, masumiyet karinesi ve daha birçok temel hak sıralanarak, bunların her koşulda dokunulmazlığı kabul edilmişti. Aradan geçen zamana rağmen, bugünkü küresel tablo göstermektedir ki, ihlallerin önlenmesi konusunda insanlık hala geçer not alamamıştır. Aksine bugün uluslararası siyaset, insan haklarını ve değerlerini bir kez daha yitirmiş görünmektedir. Üstelik temel haklar konusunda tüm insanlar eşit olduğu halde, birilerinin hayatı hala diğerlerinden daha değerli görülmektedir. Kendini tüm insani değerlerin merkezi olarak gören Batı; bugün yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girmişken, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlal “güvenlik” perdesi altında meşrulaştırılmaktadır.”





Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’ın, her yıl sistematik olarak insan haklarının ayaklar altına alındığı bir hapishaneye dönüştürüldüğünün belirtildiği açıklamada; “5 Temmuz 2009 tarihinde gerçekleşen Urumçi katliamından bu yana her yıl daha da kötüleşen yaşam koşulları, etnik ve dini bir soykırıma dönüşmüştür. Ölüm, hapis, işkence ve zorla alıkoyma uygulamaları dünyadan gelen tüm tepkilere rağmen devam etmektedir. Kesin rakamlar tam olarak tespit edilemese de insan hakları kuruluşların tahminlerine göre son 10 yılda öldürülen Uygur sayısı 10 bini aşmış durumdadır. Bölgede halen 1 milyondan fazla Uygur “eğitim kampı” adı altında kurulan toplama kamplarında tutulmakta, burada insanların inançlarına aykırı dahi olsa zorla ideolojik eğitimler verilmekte ve potansiyel tehdit olarak görülenler cezalandırılmaktadır. Uygur-Çinli zorunlu akraba olma uygulamaları ise insanları ürkütmektedir. Birçoğu Uygur kültürünü ve dini eserlerini ihtiva eden 730 çeşit kitap ya yasaklanmış ya da yok edilmiştir. 100’den fazla web sitesi kapatılmış ve yöneticileri tutuklanmıştır” denildi.





Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, mahkemede duruşma esnasında hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan 7 yıllık süreçte gördüğü baskının da eleştirildiği açıklamada, Suriye’de rejimin gerçekleştirdiği sivillere yönelik saldırılar da kınanırken, “Ülkede tutuklu bulunan kadınların neredeyse tamamı, bir şekilde işkence, kötü muamele veya istismara maruz kalmıştır. İşgal altındaki Filistin’de, onlarca insanın hayatını kaybettiği Gazze saldırıları ve Kudüs’teki yıkımlarla dikkat çeken 2019 yılı; Yemen, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde de insan haklarının neredeyse rafa kaldırıldığı dönem olmuştur” ifadelerine yer verildi.





Basın açıklaması; “İnsan Hakları Günü’nde dünyanın insan hakları karnesine bakıldığında, özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelerde insan eliyle üretilmiş felaketler azalmamış, aksine artmıştır. Bu gidişatı değiştirip karamsar tablodan kurtulmanın yolu, adil bir küresel düzen kurmaktan geçmektedir. Bunun için tüm mazlumların ortaklaştığı sivil dayanışma zamanı gelmiştir. Ses ver Türkiye!” çağrısıyla son buldu.