Pandemi şartlarından dolayı Cumartesi günü kurulan Gazi pazarına, saat 15:00 civarında gittiğimde, tezgahlar sanki yeni açılmış gibi doluydu.

Pazardaki fiyatlar ortalama olarak yerli muz 10, yenidünya 4, şeftali 4, kayısı 4, domates 1, salatalık 1, erkenci kiraz 1, taptaze yerli tarla marulu 3 TL olmasına rağmen, yine de alışveriş eden vatandaş azdı. Tezgahında bulunan malların elinde kalacağını anlayan esnaf, muhtemelen fiyatlarını maliyetinin altına indirmiş gibiydi. Yaş meyve sebze fazla beklemeye gelmediğinden, çöpe dökmemek için ucuz pahalı satılmalıydı.

Vatandaş, kurulan pazarların günlerine uyum sağlayamamış gibi görünse de aslında bunun gerçek sebebi; artık tüm marketlerde sebze ve meyve satışlarının yapılıyor olmasıyla birlikte, mahalle aralarına açılan manav sayılarının hızla artmasıydı.

Market veya manavlardaki sebze ve meyve reyonlarının albenili olması, malların kaliteli olması, müşterinin iltifat görmesi, aralara lekeli malların konulmaması, fiyatlarında pazar fiyatlarından çok farklı olmaması, esnafın tavır ve davranışlarının gözle görülür şekilde olumlu manada değişmesi, haliyle alışveriş kültürümüzü de değiştirmiş oldu.

Pazarcılıktan markete dönüşen esnaf daha kibar, daha mütevazi olabiliyor, kılık kıyafetine dikkat edebiliyorsa, demek ki sorun kişilerde değil, yetersiz denetim yaparak düzensizliğe göz yuman idarecilerde.

Buna benzer sebeplerden ötürü halk, artık pazarlardan uzaklaşıyor. Pazara çıkanların ekseriyeti ise sadece yerli üreticilerin taze ürünlerinden alabilmek için geliyorlar.

Pazarda yarım saatten fazla dolaşmama rağmen, maalesef bir tane bile zabıta göremeyince, tanıdığım bir esnafla konuştum.

Esnaf arkadaş,  Ilgın ve Çeltik pazarlarındaki düzen ve şartların bile Akşehir’den daha iyi olduğunu ifade edince şaşırdım. Pazar yerlerinde bizzat Kaymakamın dolaştığını ve halk ya da esnafın eşit oranda korunduğunu, yanlış yapanlara anında ceza-i müeyyide uygulandığını söyledi.

Vatandaşın pazar tezgahlarına çok yaklaştırılmadığını, vergi kaydı olmayan satıcıların pazara sokulmadığını, sürekli olarak esnafların tutum ve davranışlarının kontrol edildiğini, hatta pazar yerinde sigara dahi içilmesine göz yumulmadığını ifade etti.

Önceki haftalarda, greyfurtun fiyatını sorarak 5 kilo istedim, bu sırada tezgahın arkasında duran bir kişi, terazide olan malın fiyatını bir lira artırıverdi! Afalladım, ‘teraziye konan malın fiyatı değişir mi?’ deyince, “pazarda bu üründen fazla kalmadı, vatandaş da alıyor ne yapayım” diye, aymazca cevap verdi. Tavrımın yüzüme yansımasını gören sözde esnafın, tamam tamam dediğini de unutmuş değilim.

Karın, yağmurun, güneşin altında, soğukta, açıkta, ekmek kazanmak haliyle çok zor ama bu durum satıcı için neyse, alıcı için de geçerli. Ekmek artık aslanın ağzında değil, maalesef midesinde! Onun için kazanması da zor, harcaması da.

Pazar yerinde, vatandaş ve esnafın karşı karşıya gelmesine müsaade edilmemeli. Pazarın başlamasından bitmesine kadar terazi, fiyat ve kalite kontrolleri rutin olarak yapılmalı, olumsuz durumlarda ise hemen gereği yapılmalı.

Belki bir elin parmağı kadar kötü niyetli olanların, yüzlerce dürüst esnafa zarar vermesine ve töhmet altında bırakmasına engel olunmalıdır.