Sayın velilerimiz; çocuklarınızın tatil sürecinde bocalamamaları için, evinizde okul ortamı oluşturun ki, çocuklarınız okuldaki davranışlarının aynısını, evlerinizde de rahatça yapabilsinler.

Mesela; ayakkabı izlerini duvarlara çıkarabilsinler.

Masa ve dolaplarınıza, sevgililerinin isimlerini kazıyarak yazabilsinler. Girdikleri her odanın ışıklarını açık bırakabilsinler.

Yedikleri içtikleri her şeyin kabuklarını, gelişi güzel ortaya atsınlar. Evinizdeki cihazlara zarar verebilsinler,  yüksek sesle garip garip sesler çıkarabilsinler.

Öyle aylarca falan değil sadece on beş gün, öyle yüzlerce çocuğa değil, bir veya iki hem de kendi çocuğunuzu, idare edemeyecek misiniz? Lütfen sabırlı olun!

Bakın psikoloji çok önemli, Maazallah çocuğunuzun psikolojisi bozulursa, bir daha düzelmez. Güzel bir tatil geçirmeniz dileğiyle.

Yukarıda ki cümleleri sosyal medya sayfalarında, “OKUL MÜDÜRÜNDEN VELİLERE GÖNDERİLMİŞ, YARIYIL TATİL MESAJI” başlığıyla yapılan bir paylaşımdan alıntıladım. 

Kimin dilinden, kimin elinden çıktığını bilmediğimiz mesajda, yazılan sözlere katılmamak mümkün değil.

Ebeveynlerimizin bu yazılanlardan, paylarına düşeni almalarını ümit ediyorum.

Bu hafta itibariyle başlamış olan yarı yıl tatilin de, çocuklarınızın telefon ve bilgisayar oyunlarından ziyade, geçmişte bizlerin oynadığı oyunları oynamalarına imkan vermenizin, çok daha doğru olduğunu, sizlere hatırlatmak istiyorum.

Bırakın, sizin çocuklarınız da düşe kalka yaşasın.

Bırakın, çocuklarınız gönüllerince yağan kar altında eğlensinler.

Bırakın, kendi aralarında ufak tefek kavgalar etsinler.

Bırakın, komşularınız onların gürültüsünden rahatsız olsunlar.

Bırakın, odalarını dağıtsınlar hatta bazı eşyalarınızı kırsınlar.

Bırakın, çocuk gibi davranıp hatalar yaparak büyüsünler.

Bırakın, duvarları rengarenk boyayıp ressam olmaya çalışsınlar.

Bırakın, yanlış ve hatalı davranışların tolere edilebileceği çocukluk döneminin tadını çıkartsınlar.

Bırakın, okulda daha sakin ve ileride daha tutarlı bir birey olabilmek için, içlerinde biriken enerjilerini, şimdi anne ve babalarının katkısıyla doya doya atsınlar.

Yoksa, çocukluk döneminde içlerinde kalan uhdeyi, yetişkin olduğunda atmasının bedeli, çok daha acı ve ağır olacaktır.

Her türlü bozuk psikoloji başlangıcının, çocuklukta kısıtlanan davranış ve ebeveynlerin baskıları sonucu olduğunu, yetkililerden duyuyoruz.

Anne baba olarak, çocuklarınızın her alanda mükemmel yetişmesi için çaba göstermeniz kadar, doğal bir şey olamaz. 

Bunun en kolay yolu,  çocuğunuz da olmasını istediğiniz  hasletlerin, birebir kendinizde bulunması gerekir.

Çocuklar duyduklarından ziyade, gördüklerini tatbik ederler.

İdeal evlat sahibi olmanız için, önce siz ideal ebeveyn olmalısınız. Mükemmel insan olmak imkansız diyemiyorum, ama gerçekten çok zor, bu konuda kendinizi fazla kasmayın derim.

Karne notlarının, çocuğunuzun bilgi seviyesini ve davranışlarını gösteren bir ayna olduğunu, hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla karneyi görmezden gelerek, bir şey yokmuş gibi de davranamazsınız. Kötüye giden ders ya da davranışlarının iyileştirilmesi için, öğretmenleriyle doğrudan ilişki kurarken, sizler de üzerinize düşeni yapmalısınız. Çocuğunuzun, davranışlarından ve ahlaki eğitiminden, öncelikle ailesi olarak, sizler sorumlusunuz.

Çok değerli öğretmenlerimizin, on beş günlük sürede enerji yüklemesi yapmalarını, öğrencilerin doğal oyunlar oynamalarını, kitap okumalarını, ailesiyle birlikte daha çok vakit geçirmelerini ve haliyle biriken enerjilerini boşaltmalarını temenni ediyor, herkese koronasız ve huzurlu, tatiller diliyorum.