Özel Akşehir Birey Okulları, 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü’ne dikkat çekmek ve öğrencilerin empati kurmasını sağlamak amacıyla gönüllü öğrencileri bir araya topladı.





Gönüllü öğrencilerle yapılan çalışmada; öğrencilerin belirli uzuvlarında fiziksel aktivitelerini engellemek amacıyla, medikal malzemeler ile belli hareketleri sınırlandı. İki ders saati boyunca bazı öğrenciler tekerlekli sandalyede, bazıları gözleri bağlı şekilde, bazıları kulak tıkacıyla, bazıları koltuk değneğiyle, kimi konuşmasını engelleyen bir sargı ile kimi ise kollarını kullanmadan günlük hayatlarına devam etmeye çalıştılar. Zorlu geçen iki ders saatinin sonunda öğrencilerden hislerini anlattıkları bir kompozisyon yazmaları istendi.





Öğrenciler duygularını, şu cümlelerle ifade ettiler:





Aleyna Albay: “Ben sadece iki ders saati boyunca empati kurabildim. Ama gerçekten bu engele sahip insanlar ömürleri boyunca, benim iki ders saati içinde yaşadığım zorlukların daha fazlasını yaşıyor. Su içememek, yemek yiyememek, yazı yazamamak, montunu asamamak…





İnsanlara ihtiyacın var!





Gerçekten iyi insanlara..!





Sana su içirebilecek, kapıyı açmana yardım edebilecek, sen olabilecek insanlara…





Ben bugün onlara bir kez daha hayran kaldım ve şunu fark ettim; Onların hayatı eksik değil, bizden daha fazla.”





Hilal Eryılmaz: “Ben sadece iki saatliğine görme engelli oldum ve bu durum benim bütün hareketlerimi kısıtladı. Düşünün, ağaç diyorsunuz ve karşınızdaki insan ağaç kavramının ne olduğunu bilmiyor. Sayılı zenginlerden de olsanız bütün servetinizi vermez misiniz?”





Mustafa Ali Satılmış: “Birilerinin yardımı olmadan merdivenlerden inmek gibi en temel hareketlerinizi bile yapamıyorsunuz. Fark ettim ki tüm yaşam alanlarımızda bazı engeller çok kolay bir şekilde aşılacakken sadece zorlaştıran bizlermişiz. Bazen metal bir trabzan, bazen kolunuza girecek bir dost…”





Burak Aydın: “Bugün benden görme engelli olmam istendi. Fark ettim ki kendimizi onların yerine koymadan engellerimizi aşamayız.”





Göksel Şevik: “Konuşamamak, kendini ifade edememek, insanı sosyal yönden sınırlayan can acıtan bir durum. Onların hissettikleri kelimelerle telaffuz edilemez.”





Halil Özel: “Bu gün benden kulak tıkaçlarını takmamı istediklerinde ilk başta komik olduğunu düşündüm fakat zaman ilerledikçe zor bir durum olduğunu anladım. Görme engelli arkadaşımla kol kola yürürken arkamızdan seslendiklerinde ben duymadım. Arkadaşım da yönümüzü bilmiyordu. O benim kulağım oldu, ben onun gözü oldum. Anladım ki engelleri aşmak sadece biz insanların elinde.”





Öğrenciler günün sonunda kendi aralarında en kötü engelin kendi deneyimledikleri engel olduğunu tartıştılar ve her engelin ancak engelsiz bir hayatla aşılabileceği ve en büyük engelin sevgisizlik olduğu sonucuna vardılar.