Sokakta rastladıklarında bazılarının üzüldüğü, alay ettiği, benden akıllı dediği, deli dediği ya da meczup dediği insanlarımız vardır.

Bunlar giyim kuşamlarıyla bakımsız, derbeder, hal ve hareketleriyle anlaşılması zor ama her ortamda fark edilen insanlardır. Halkımız genellikle bu durumda olan kişilerin söz ve davranışlarını hoşgörüyle karşılar. Zaten bu kişilerin de toplumdan beklentisi, gündelik hayatlarını idame ettirmek için günübirlik yemek ve barınma konusunda yardımcı olunmasıdır.

1980’li yıllarda, Endüstri Meslek Lisesinde öğrenci iken, genellikle okul çevresinde gördüğümüz ve çarşıda herkesin yakından tanıdığı “Meczup Nuri” vardı.

Kimse Nuri’den çekinmez, Nuri de çağrılmadığı yere girmezdi. Okul bahçesinde futbol oynarken Nuri kaleye geçer, bir şeyler atıştırıyorsak Nuri de yanımızda olurdu. Bazen sigara içen arkadaşlardan, eliyle işaret ederek “bi cigara” derdi, bazen de “ben acıktım” dediğinde, ona helva, zeytin, ekmek alırdık. Ses etmediğimiz zamanlarda bizi ileriden izler, yanımıza sokulmazdı.

Nuri, istemediği halde verilen paraları, bizim de tanıdığımız bakkal amcaya teslim ederdi. Onun parayla işi olmazdı. Bakkal amcada toplanan paralar, yine bir şekilde Nuri için harcanırdı.

Nuri'nin durumunda olanlar, hiç bir zaman yarından endişe etmez, günü birlik yaşarlar.

Velhasıl Nuri, zararsız ve kendi halinde, meczup bir ademoğluydu, Allah gani gani rahmet eylesin. 

Meczuplar için; Kadr-ü kıymetleri sadece Allah tarafından bilinen, meçhul kişiler olduklarını söylemek, sanırım en doğrusu olur.

Meczubun biri; kabristanda cenaze kabre konulup toprak atılmaya başlanırken “durun” diyerek ortaya çıkar. Yüksek sesle orada bulunanlara “ben ölüye telkinde bulunacağım, sonra toprağınızı atın” der.

Cenaze yakınlarının “ne oluyor, kim bu?” bakışları altında, kabrin başına gelerek konuşmaya başlar. “Allah'ın emirlerine uyarak amel ettiysen, yasakladıklarından kendini men ettiysen, Allah adıyla yalan söyleyerek aldatmadıysan, birilerini Allah’a eş koşmadıysan, kul hakkı yemediysen, zina etmediysen, içki içmediysen, namazlarını vaktinde kıldıysan, Ramazan ayında orucunu tuttuysan, hiç telaşa lüzum yok. Burada verdiysen orada alırsın, burada aldıysan orada verirsin, bundan da kurtuluşun yok” dedikten sonra, hadi atın toprağı der ve insanların şaşkın bakışları altında, mezarlıktan çıkar gider.

İslam dini, Kur’an-ı Kerim’de belirtilen emir ve yasaklardan mütevellit olup, bozulmamış ve bozulmayacak son dindir.

İslam dini, nefsin her dediğini yaptıktan sonra “Allah affetsin” denilerek kurtulacağınız ya da yaşanması çok zor diyerek ümitsizliğe düşeceğiniz bir din değildir.